Yok olusu yasar cogu zaman sevdalar,
ruhlar kaybolup giderken nice beklenti arasinda,
ben olmaktan cikmak sanilir bir sevdaliya tutulmak.
Zamansiz sancilar damitilirken dusuncelerde,
duygular haksiz yere fetheder ruhlari.
Kanayan kim bilir kac yalanda,
An!
şu an!
Sen benden erken,
Ben senden geçteyim!
Aşklarıda mı vuruyormuş saat farklı!
Hayret!
Gözlerine hasret zamanlardı, tam bu zamanlar...
Ben Gelmeni beklerdim bir şişe sodayla
(bilirsin kahveyi içemem sodasız)
Sen Elinde kocaman bir buket öfkeyle geldin kapıya...
Sesinin tınısı yankılanırken kelimelerde,
Saklanmisken kaphelilere sessizlikler
olumun kucaginda
can cekisirken bir beden
dalip giderken gozleri yasanmisliklara
ya da yasanmamisliklara
seyre dalmak gerek bekleyenin gozlerinde
izim düştü;
Sevdam üşüştü.
Gözüm doldu,
Dilim acıdı,
Bekledim de gelmedin diyesim tuttu,
Radyo sustu!
Bir bakın çevrenize.
Geçmişinize...
Yarım kalanlarla doludur insan ömrü. Tamamlandığını sandığımız yaşanmışlıkların eksik, suskunlukla, hırsla ertelenmiş bir yanı vardır. Ertelemelerle dolu yaşamda, belki bu yüzden, “her ölüm erken ölümdür.” Yapmak isteyip de yapamadıklarımızla doludur ya hayatımızın belirli dönemleri, bizim değil başkalarının isteklerini ve hayatlarını yaşarız ya çoğu zaman (farkında olarak ya da olmayarak) ... Kendimiz olmayı unutur umutlar ararız, başka sevdalar, başka yok oluşlar yaşarız ya, insanız ya neticesinde... İşte bu yüzden olsa gerek yaşadığımız olaylar bile aynıdır bazen, yakındır, paraleldir, çizgidedir.
Olduğum gibiliğimle geldim gözlerine,
Ne ağız dolusu yalan dedim ne de cinsellikle belemedim sözlerimi...
Konuşulanları kapadım gözümü kulağımı, tek senin sesinle seslendim yüreğime...
Olan, olacak olan, olmuş ne varsa senli zamanlara dair, senin ellerinden dokundum hepsine...
Zamansız sancılarla gelmedim kalbinin otağına...
Kimliksiz, kimsesiz, koca bir sen sundum sana, benden yana...
Eylül sonuydu gidişin,
Ya da ekim başı…
Ne önemi varsa tarihin!
Tekrar tekrar kanamaktan başka…
işte o aralardı yani…
Umuda küskünlük olurmuydu hiç!
Gözlerim susarken sözleri;
Gece uyumak olurmuydu!
Küsmek olurmuydu özüne!
Elin yüreğinde son anındayken;
Yarım kalmış gene sözler...
Kaçmanın ardına gizlenmiş nice öz,
Nice umut.
Yarım kalmış gene özler...
Benzirliklerde kaybolmuş,
Dokunulmamış özlemler.
eskiden bir görüşüm vardı