Bizler regabeli bir yolun afitabına yürüyen umut yolcuları değimliyiz? Yürürken önümüzde çuvallayan can tarf-larının içini özetleriz kendimizce. Kelepir sayılacak bir tebessüm kırıntısına bin bir cefayı göze alabilecek kadar fevri ve cesur görünen, anlık kahramanlıklara aşina sevgi koşucuları., Hedefe bakarken etrafı gözetmekten gına ederek ve ba’del mevti (ölümden sonrası) düşünmeden adımlarız sevgiliye doğru olan adımlarımızı.
Sakiler şurup dağıtırken bir hümayunun koridorunda ahaliye, ah vah iniltileri ekleyerek sıramızı öne alma sefilliğini oynarız, arımızın üzerine kül atarak küçücük bir neferin sarfı nazarına gelebilmek uğruna doğallığın kanına girer, kısmet talih çemberinin çerçevesine lehimize gelecek çentikler atarız. Kimi zaman değil çoğu zaman hayatı bir talih oyunu gibi görmeye çalışırken, kendi akışındaki süreci şu veya bu şekilde aleyhimize çevirme fırsatlarını arar, kollar araştırır ve kaderin hükmünü iğdiş ederiz.
Oturduğunda mühlet, kıyamet kopar hazımsızlığın yüreğinde. Yükünü sırtından atan mükellef, hala eski ve köhne hatta ilkel oyunlarını sahneleme gayretine düşer. Dün düzensizliği ektiği tarladan, bu gün imtiyazlı bir hâsılat alamamanın sorumluluğunu sırtı kalın bir sebebe isnat ile veryansın eder.
Gönül sohbetlerinde insanlıktan ve erdemden dem vuran na’ab, (hızlı yürüyen kişi) göçebe duyguların getirisini beğenmeyince, kadere ve hakka isyankârlıkta bir başka birinciliğe koşar adeta. Ruhen kolları olmayan bir bedenle sevgiliye dört elle sarılamamanın elemine ortak, paylaşımcı arar. Güngörmez loşluklarda yetiştirdiği turfanda gülleri örnek verir, gösterir. Gözün ve müşahhas aklın kılıcına gelmeyen galibiyetler, suikastla elinden alınmış zafer coşkuları gibidir. Ve kınına girmeyen hançer, yivinden damlayacak kana özlemle ışıldar.,
İntikam tugayları, orduları vardır yeryüzünde ama savaşları birbirlerine yani kendi kendilerinden suiistimalle hak sevinç ve mutluluk elde etmek içindir. Bu bir hayat oyunudur ancak acımasız, kuralsız, kaidesiz ve ahlaksızca. Kaidesini yanlış temeller üzerine oturtmuş bir güruha siz nasıl “yanlış yapıyorsunuz! ” diyebilirsiniz? Üstelik bu anlayış sizin inanç, edep ve ahlak öğretilerinizde olan bütün değerleri hoyratça kullanır.,
Dost, arkadaş, eş ve iş ortağı olmak için aranan veya olması gereken temel şartlar, inanç ve kültür bazında nelerse onlar olmalıdır ki, gelin görün; Yıkılan bir beraberliğin, bozulan bir ittifakın ardından okunan hikâyede ne kadar garip beklentiler ve tevessüller var. Buna rağmen, bütün olanlara rağmen ödül almak için, en önde olmak için, gözde olmak için öldürerek, katlederek, kıyarak, ezerek, kanatarak, üzerek, ağlatarak kazanmak için yaşıyoruz hala., İçi boşaltılmış ruhsuz içtimai kavramlarla hamaset nutukları atarak, saygı ritüelleriyle göz doldurmaya çalışan samimiyetsiz sevgi koşucularıyız biz. Bizden olmayanlar, aklı başında kimseler ki, inşallah ak ile kara arsındaki farkı bilen ancak yanlış ve yordamsız gidişata, “artık yeter, dur! ” diyecek olan kimseler olup gereğini yapacak olanlar..,
Aklıselime naifte olsa samimi saygı ve selamım var.,
01.12.2006
Mehmet Sani ÖzelKayıt Tarihi : 1.12.2006 10:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aklıselime naifte olsa samimi saygı ve selamım var.,
![Mehmet Sani Özel](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/01/sevgi-kosuculari-deneme.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!