Güdemedim rüyalara kar beyaz kuzuları
Sessizlik yine kapsıyor gecelerin uğultusunu
Unutmak yetişmiyor verimsiz toprağım
Hüzün perdeleri kısacık kaldı kocaman pencereme
Çekmeye çalıştıkta geriye gidiyor
Tıpkı adımlarımın sana koşmak arzusunda olup
Geri geri gitmesi gibi…
Doğadan almış demini içimdeki hüzün çeşmesi
Suyu çekilecek diye ödüm kopuyor
Damarlarımdaki sen kokan kanı kalbime akıtmak istedikçe
Kuruyacak diye ürkek davranışlar sergiliyorum
Hep ama hep bu yüzden sitemim kendime
Neden bu ödlek korkak ürkek bakışımdaki sevgi yansıması
Canlanır her bahar güzden solan yaprağım
Demlenir gibiyim nisan yağmurunda
Ilık ve ıslatan nağmeleriyle ruhuma damladıkça
İşleyişi nakış gibidir miras kalırcasına yarınlara
Örneği yok anlatısı çok karmaşası yok aslında
Ama çözemeyen benim galiba kalbimde yaşattığımı
Gözümden yansıtamıyorum yeterince
Tarif etmeye çalıştıkça yeni yeni baharatlar gereksinimi duyuyor
Sevgide sevgiyle yapılan yemek gibidir
Sevgiyi de baharatlamasan ne tadı olur ne içini yakan acısı
Benim içimin bu kadar çok yanışı bu yüzden
Eksik değil sevgiye isot, u fazla katmışım
İşte bu yüzden ne benden kopup ayrılabiliyorsun
Ne de vazgeçmek için çaba sarf edebiliyorsun…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.