Gölgesine sığındığımızı hissetsekte mevsimlerin, geçiyor yıllar. O kadar yakınken yanımızdan geçen mutluluklar.. Bazen yakalayamayız. Sevgi de öyle. Bizlere gülümser ama biz göremeyiz. Kaybettiğimizde de büyük hüzünlere kapılırız. Neden çevremize bakınıp, bizleri sevenleri görmeyiz.
Sorunlar değil mi. Sorunlar hiç bitmez ki zaten. Aslında fazla kaptırmamak gerek. Yoğunluk yaşadığımız işler hiç biter mi. Bittiğinde ise ömür bitecektir. Neden bunu düşünemeyiz. Dostluğu doyasıya yaşasak ve sevgiyi de içine katıp günlerimizi neşeyle geçirsek. İnanıyorum ki düşüncelerimizde ki sorunlar daha hafifleyecek.
Sevdiğimizde yürekten sevmeli. Sevildiğimizi de bilmeli. Bunların ikisini de yapamıyorsak. Çoktan ölmüşüz de haberimiz yok. Boşverelim o zaman dünyayı. Bir aile toplantısında bile, televizyon en önemli konuk. Ona bakmaktan sohbet bile olmuyor. Eskiden televizyon yokken, sohbetler harikaydı. Sevgi ise ön plandaydı. Teknoloji sevgiyi de öldürdü kanısındayım. Çocuklarımızla birşey konuşmak istesek. Bilgisayarda işim var diyor. Bayanlar veya beyler belki de ihmal ediliyor teknoloji yüzünden. Öyle hayatımıza yerleşti ki... Biryere kımıldıyamaz olduk. Yazılarımızı bile bilgisayarda yazıyoruz artık. kağıt, kalem unutuldu. Yarınlarda neler unutulacak kimblir? .
Hayatın bir gizem, yaşamanın ise sorun olduğu bu günlerde pahalılıktan nefes alamaz olduk. Kimse kimsenin derdiyle uğraşacak halde değil. Derdi olan insanların arasına bile katılmak istemiyor insanlar. Nefes alamıyorsa insan, boğuluyorsa önce kendini kurtarmak için uğraşır. Haklı da tabii. çünki geçimini sağlayacağı bir ev, eşi ve çocukları.. Bu zamanda çok zor. Bir de kredi kartları.. Her ay harcadığı kadarını bankaya yatırmak gerek. Bir de ödenemezse. yandı o insan. faiz faiz üzerine. Hayat gittikçe zorlaşıyor. Yaşam ise daha da güç duruma sokuyor insanları. Tabii bu kadar sorun varken belki de bir insana sevgi dolu yürekle yaklaşsak küfür etmiş gibi tepki alınacak.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla