Niceleri senden gelip geçtiler…
Taşını toprağını zibil ettiler.
İlahi... Eyüp, Fatih, Akşemseddin peygamber sözü ile şereflendiler,
Türk milletine sebil oldun, hayrat oldun İstanbul.
Ne sesler çınladı kulağında... Toplar, çanlar, naralar
Nihayet bağrından yükseldi arş’ı alaya ezanlar
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
İstanbul'un sahibleri ortaya çıkmak için belkide tesirli bir söz, İstanbul'u sahiplendiğini yaptıklarıyla gösteren bir kaç değerli şahsiyeti ve sanatıyla İstanul'a sahip çıkılması gerektiğini anlatan sanatkarlarını beklemektedir. Dert dile getirildiğine göre derman yakındır. Ümitvarız. İstanbul'un derdini derdiniz bilip sanatınızla destek verdiğiniz için teşekkürler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta