Baygın ve dalgın bir ağustos akşamıydı
Zamanın bende akan ruhu ne acıydı
Daldım yakamozların denizi öptüğü
Ayın şavkında usulca geceye
Seni ve gözlerini hatırladım
İpek saçlarına ümitlerimi bağladım
Kumrular uykuya dalarken sessizce
Ne gece ne mehtap ne de yıldızlar
Seni bana uzaklardan getirmiyor
Kalbimde öyle bir sızı var ki
Hiç bir doktor gönül acımı dindiremiyor
Ben yalnızlığın resminde hayallerimi
Senin gözlerinde sakladım ey! sevgili
Sen benim yanımda değilsin ki
Nereden bileceksin perişan olan halimi.
Özlenen ne bilir
Özleyenin mahşer yeri gibi olmuş yüreğini
Sakın ben seni bilir ve anlarım deme?
Allahtan başka kimse bilmez ahvalimi
Kalbimin tutkularını bilseydin
Bir defa olsun arardın sorardın beni
Nafile akşamlarda gözlerimde batar
Her gece grubun kızıl renginde güneş
Seninle kavlimiz böyle miydi
İstersen bu ağustos gecesinde mehtapla dertleş
Özleyen bilir aşkı sevdayı
sevmeyenin sinesinde kalbi sanki bir leş.
Artık bu sevdanın müşkül yükünü
Sadece benim dertli yüreğim çekemez
Zaman yitik bir masal olmadan koş gel bana
Yoksa sensiz hayat çekilmez
Mısır'a sultan olsam ne yazar
Yanımda kraliçem sen olmadıktan sonra
Yalandan aşk masallarına ihtiyacım yok
Öznesinde senin ruhun yoksa
Tut ellerimden Arş-ı Alaya yükselelim
Tıpkı melekler gibi beraberce
Billahi senden başka sevdam yok
Olmayacak inan cennette bile.
Ağustos 2024
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 9.3.2025 02:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!