gözlerin kadar ışıldayamaz güneş,
tenin kadar güzel kokamaz çiçek,
bakışların kadar derin olamaz uçurum,
ellerin kadar yumuşak dokunamaz rüzgar,
dudakların kadar nefesimi kesemez ölüm,
ve senin kadar sevemem kimseleri...
bedenin kadar temiz olamaz deniz,
senin kadar özgür olamaz martılar,
saçların kadar zifiri olamaz gökyüzü,
gamzelerin kadar ışıldayamaz sokak lambaları,
ve senin kadar sevemem kimseleri...
gerdanın kadar göz alıcı olamaz boğaz,
kirpiklerin kadar yakamaz canı hançer,
gülüşlerin kadar aydınlatamaz sokak lambaları,
tenin kadar beyaz olamaz bulut,
ve senin kadar sevemem kimseleri...
ne gözlerine yanaşabilirdi koca bir mevsim,
ne de bakışlarınla aydınlanabilirdi yollar,
ne benim kadar severdi seni kimseler,
ne de senin için yıldızlar intihar ederdi,
ne ben seni gerçekten sevdim,
ne de sen beni yıllarca bekledin...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim