Sevelim, Sevilelim Şiiri - Sezayi Tuğla

Sezayi Tuğla
1645

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Sevelim, Sevilelim

Zıtlaşmayı bırakıp, fikirde birleşelim,
Hep el ele vererek serpilip, gürleşelim,
“Birlikten kuvvet doğar” ilkesiyle çalışıp
Şu küresel dünyada zirveye yerleşelim.

Kim farklı düşünürse, biz saygılı olalım,
Ne kadar ters olsa da, ortasını bulalım,
Atalarımız cihan devletini kurmuştu,
Geçmişimize bakıp biraz ibret alalım.

Adalete sarılıp, zulme sırt çevirelim,
Haksızlıkları görüp, birlikte devirelim,
Adab-ı muaşeret ilkemiz olsun bizim,
Fani olan dünyada sevelim, sevilelim.

(KASIM 2006)

Sezayi Tuğla
Kayıt Tarihi : 30.10.2012 14:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


ADAB-I MUAŞERET Bu yazımda, toplumsal yaralarımızdan sadece birine, fakat önemli olan bir konuya değinmek istiyorum. Görgü Kuralları. Nam’ı diğer; Adab-ı Muaşeret. Toplumun ihtiyacı olan, ama insanlardaki “ene”nin ağır basmasıyla bir türlü “egoizm”in pençesinden kurtulamayan “Adab-ı Muaşeret” ne yazık ki, bencilliğimiz yüzünden uygulanamıyor. Hepimizde, bencillik az veya çok mutlaka var. Her birey, bu bencilliği en aza indirgemeye çalışırsa toplumsal kucaklaşmanın sağlanacağı inancını taşıyorum. Tepeden tabana herkes biraz hoşgörülü olsa, çözülemeyecek problem yoktur aslında. İnsanların kendilerinde hak olarak gördükleri uygulamalar, birilerini rencide ediyorsa, burada biraz fedakârlık gösterip bazı haklarımızdan feragat etmemiz gerekiyor. Tali yoldan bir türlü anayola giremeyen bir araca, anayoldaki bir sürücünün nezaket göstererek yol vermesi de bir hoşgörüdür. Bunun aksi haklı olmakla birlikte bir kabalıktan ibarettir. Oruç tutmayan bir kişinin yemesi, içmesi her ne kadar şahsi hakkı olsa da, oruçluların karşısında, görgü kurallarına uyarak su bardağını nazikçe dudaklarına götürüp suyunu yudumlaması, adab-ı muaşeretle hiçbir şekilde bağdaşmaz. Buna, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” denir. Globalleşen dünyada örf ve adetler insanları rencide etmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Her toplumun vazgeçilmez örf ve adetleri vardır. Dünya barışı, yasaklarla sağlanamaz, ama hoşgörüyle bu barışı sağlamak mümkündür. İnsanlara tepeden bakarak yapmacık hareketlerle hoşgörü gösterilmez. Bu davranışlar, içimizdeki “ego”yu yok ederek, samimi olarak uygulamaya konulmalı. Aksi halde kaş yapayım derken göz çıkarırız. Yakınlaşalım derken, itici olduğumuzu fark edemeyebiliriz. Ama kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak düşünürsek, gerçekleri daha iyi anlarız. Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmet’e bir kutu hediye gönderir. Kutuyu açtıkları zaman içinden akrep, çıyan gibi zehirli ve zararlı haşaratın çıktığı görülür. Fatih, karşılık olarak Uzun Hasan’a bir kutu dolusu mücevher gönderir. Yakınları Fatih’e sorarlar; “efendim, muhatabınız size hakaret edercesine zararlı şeyler göndermişken, siz ona değerli hediyeler gönderdiniz. Bunun hikmeti nedir? ” fatihin cevabı gayet manidardır; “herkes, kendisinde mevcut olanı yansıtır.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sezayi Tuğla