Mevsim kıştı;
Her bir gün arap atlarına binmişti.
Üşürdük
Buzdağına çarpardı ellerimiz
Nisanda bahar gelecekti
Ve biz
Yollarına düşecektik güneşin
İş,aş,uğraş ile geçti ilk ayı baharın
Sonra nisan da bitti hanım!
Ah siz!
Nerelerdeydiniz?
Ucundan kendini kemirmeye başladı mayıs ta
Ve biz
Eksilmekteyiz.
/zaman olunca bahis,ne kadar da cömertsiniz/
Dünyanın derdine düştük velhasıl
Bu yük/büyük sanarak
Çocuklara şeker almayı unuttuk.
/kendimizi uyuttuk/
Parklarda oynamayı
Salıncaklarda sallanmayı
Avuçlarımızı açıp yağmur toplamayı da
Unuttuk…
Hesap soracak olsa çocuklar –hakları var-
Susarız hanım,susarız
utanarak.
Marifet:mahir olmayı bilmekmiş/sevmekte
İnsan sevildiği kadar severmiş
Laf!
Hangi kadar,hangi miktar tartar
Koşulsuz sevmelerin darasız ağırlığını
-Darası da az değil adı yürekse hele-
Hangi maşuk sevmiş
Aşıkının kendini sevdiği gibi.
-bekledim gelmediniz.
Yoktu ki vaktiniz.
Gün battı bulanarak kızıla
Suda kalırken iz
Ve kabarırken deniz.
Gelmediniz
Ve ben
Ve sen
Ve biz
Yani hepimiz
Elsiz ayaksız odalarda
Ve dilsiz
Yalnızlığa sarılmış “ya medet” misafirleriz.
Dedim ya hanım! Mayıs işte
Birkaç gün sonrası hıdrellez
Yani?
Çiy damlasında keramet üç vakte kadarmış
O damla yanaklarında asılı duracak
Ve ben öpmeden buhar olacak
Vakit ah! Bilirim
Kelebeğin ömrü kadar kısa
Bundandır tasam
Ya bir de firavunun duası tutarsa
Adalara güneş te doğmayacak
Gideceksiniz…
Ölüm kapıda duruyor
-çıngırağı kuyruğunda-
Gidecek misiniz hâlâ?
Kayıt Tarihi : 10.5.2011 17:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Oldukça duygulandım. Yorumlamak için yoruldum desem inanın. Çok güzel saklamışsınız büyülü içtenliklerinizi dizelerinizde. Sizi candan kutluyorum değerli insan...
TÜM YORUMLAR (1)