Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Titrerdi duygularımdan yeryüzü.
Akardı nehirler tersine,
Kavuşurdu dağlar hasretine.
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Dönüşürdü çöller vahaya,
Sevişirdi, gül bülbülle.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
***Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım...***
sevdiğinin sevdiği olamamak..!!yazık şansını kaybetmiş bence..böylesi seven bir yüreğin sevdiğinin, gözü mü kör, kulağımı sağır da bu sevdada yok..!!böylesi güzel bir çağrıyı bilmiyor..yada söylenmemiş mi ona bu sözler..merak ettim şimdi..;))
güzeldi/içtendi/şiirdii/şirindi..yüreğinize sağlık..tşk.ler..
keşke ben olsaydım sevdiğimin sevdiği..
SEVDİĞİMİN SEVDİĞİ BEN OLSAYDIM BEN BEN OLMAKTAN ÇIKAR O OLURDUM ... SEVDİĞİMDE TEK BEN VE TEK RUH OLURDUK...
HÜZÜN VE ÖZLEM BENDEN UZAK DURURDU...((
SAYGILARIMLA ŞİİRLE KALINIZ EFENDİM...
Kökleri çok derin bir sevdanın hüzünlü olsa da dizelere muhteşem bir serpilişini gördüm....Duygular dorukta ifade edilmiş,sevgi bir nefes gibi verilmiş şiirde...Dizeler arasındaki armoni ve şiirin tümündeki duygu bütünlüğü şiire bir nehir düzeyinde akıcılık kazandırmış...Böylesine aşkların hala var ve yaşanıyor olması ve de mısralara dökülüvermesini sevgi ve de sevda adına ayakta alkışlıyorum...
Sevgili Şairem,bu mükemmel şiiriniz için sizi yürekten kutluyorum....Saygımla...Hüseyin Erdoğan
tebrikler şairem.insan sevdikleri uğruna nelervermez ki.Hele karşımızdakinin bizi sevdiğini bir bile bilsek.başarılar
..sevdiğimin sevdiği ben olsaydım..titrerdi duygularımdan yeryüzü.. akardı nehirler tersine..kavuşurdu dağlar hasretine..dağıtırdım saçlarına sümbüllerle baharı..
kondururdum dudağına buse ile balları..böylesine güzel duyguların gerçekleşmesi dileğiyle.tebrikler ve de teşekkürler..
Dağıtırdım saçlarına sümbüllerle baharı.
Kondururdum dudağına buse ile balları,
...
ya serbest şiirde bizimsesimiz ne güzel durdu..durması bir yana yürek hoplattı..muska yapıp saklanacak güzlllikte...
birde şiirin genel komusunu irdeleyelim..seven sevdiğine duyurabilse sesini veya sevilen farkında olsa bir başka güzel oluyor hele sevilenin de sevdiğini ifade etmesi ve onda kara kılması bambaşka bir durumdur ve zannedersem bir şiiirimde demiştim adını kimse koyamaz o güzellikte olur yaşananlar..
Karşılıklı sevginin doyumsuzluğu budur ve bir ömür bekleriz ...hele sevgilinin dudağında ballarla gelmesi ne harika...)) hep insan olarak bunu düşleriz..
Sevgiler nerian hanım size başarılar dilerim..
'özlemlerimiz inancımız ve güvenimizle tomurcuklanır..duygu ve düşüncelerimizle çiçeklenir..irademiz ve davranışıımızla filizlenir..' izdüşümlerinde aynı şeyleri bizlere de yaşattığın için o güzel yüreğinize sağlık..saygılarımla..tebrikler..
güzel Türkçe'min gönülden dökülen içli nağmeleri..
kısaca süzülmüş balı...
'Sevdiğimin, Sevdiği Ben Olsaydım'
dilimde pelesenk oldu...
Kutlarım...
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Yaşatırdım bedenimde sevgileri,
Dökerdim eteğimden geleceğe,
minicik, yumuk elli meyveleri,
Umuda dönüştürürdüm elemleri.
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Ama;
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım
Cesurca içten duygularla işlenmiş mükemmel bir şiir kutlarım saygılarımla antoloji sayfam dolu alamiyorum
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta