Gelmiş geçmiş cümle nebi seni sorar sevdiğim
Makâmına varmak için hayel kurar sevdiğim
Seni övmüşte yaratmış âlemlerin sahibi
Seni bilmeyen gönüller neye yarar sevdiğim
Sensin miracı yaşayan yoktur bunun ötesi
Senden gafil yaşayanın nice olur hatası
Seni tarif etmek zordur söz biter hülâsası
Seni bulmayan insanlar gönül kırar sevdiğim
Ey benim gözümün nûru senden işitsem seda
Seni Kur’an da meth eder ezelden ebet Huda
Seni taşlar da kıskandı vardığın mağarada
Örümcekler senin için ağlar örer sevdiğim
Cânanım sendeki şefkat toprakta yok taşta yok
Yeryüzünde insanlarda gökteki güneşte yok
Sana âşık olanların akılları başta yok
Terk eder dünya zevkini gezer firar sevdiğim
Sıddık Ömer Ali Osman saf bağlamış yanında
Makamı maksuda eriş görelim Makamında
Yarın ruzi ceza olur Allah’ın divânında
Bilmiyorum bizim için nedir karar sevdiğim
’Veİnnekeleala hulugiyn azim’ sırrının mazhârı sen
Cümle mahlûku Alemin Cânanı sen yârı sen
Şehadet sözüyle başlar mü’minin ikrârı sen
İkrârı kavi olanlar etmez zarar sevdiğim
Şefkatine muhtacım ben varsın dilim söylesin
Gönül güle meftun olmuş dünya malı neylesin
Ravzanda kıyama dursun gözüm seyran eylesin
Bilmem bu hasretlik nice zaman sürer sevdiğim
Seni seven gönüllere damladaki derya sen
Senden şefaat beklenir her mü’mine rüya sen
Seni bilen âşıklara sahra sensin Leyla sen
Mecnûn’un olmuş Sükûti seni arar sevdiğim
14/04/2014
Sükûti
Kayıt Tarihi : 27.8.2015 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!