Ara sıra benden gitmeye çalışan bir benle karşılaşıyorum yolda.
Boşuna uğraşma diyorum,
yolun yarısından döndüğün yer hep aynı.
Varoluşunun ağrısını onun yanında dindireceksin.
Bir yanım yürür, diğer yanım sende kalır,
kendimden kurtulmaya çalıştıkça daha çok sana benzerim.
Uçurumlardan süzüyorum kendimi,
Patikalarda yalpalanıyorum.
İlla her yerde bir sen olacaksın ya,
kalbine benzetiyorum çam kozalaklarını.
Sus diyorum yüreğime.
Bu heyecan tehlikeli.
Sen duyuyorsun da,
ya başkaları da duyarsa?
Görürlerse içindeki hazineni.
Daha kalın giyiyorum yüreğimi kapatır gibi.
Batıya doğru eğildikçe sünüyor gölgem arkamdan.
Kendimle ara sıra karşılaştığım o yolda
sana dönerken utanıyorum.
Bu ağırlığı taşıyamamaktan.
Daha şimdi Ferhat’ın dağından geçtim,
çıkardığı suyu İbrahim’in gölüne taşıdım.
Ne balığa, ne şirine yaranabildim.
Benim mucizem de sensizliğe sabretmekti belki de.
Ceplerinde cennet olan kirli saçlı küçük kız kadar masumken,
şimdi kollarımda cehennemi taşıyorum.
Çamurumla siliyorum güneşin kirini.
Belki de aşk dediğin,
bir yanı yanarken öbür yanını onaran bir işçiydi.
Kalbim hâlâ sana meyilli yazılmış bir türkü gibi,
gırtlağını parçalarcasına söylenirken,
sadece ateşi yakıyor içimi.
Sözlerini bilmesem de anlamı hep aynı:
Seviyorsan kal, seviyorsan yan.
Kaldığım yerden seviyorum,
sevdiğim kadar yanıyorum.
Sen gitmeyi, ben dönmeyi icat etmişiz.
Senin gitmenle bir dünya yıkılmış
ben o dünyanın en yıkık yerinde kalmışım.
Gelmeyecek birini hâlâ gelişine inandırarak seviyorum.
Gönül KütükKayıt Tarihi : 7.11.2025 00:37:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



dalı yaprağı budanık kalmanın hicâbı ve,
bini bir para etmeyecek
ömür yangını pişmanlıklar
gel/geç/likteyken,
bütün bildiklerini bir okyanus nazarda unutmak
mümkünlü;
bir yadigâr kutsalı
ve vaktin emaneti olaydı bu nazar…,
nolaydı,
her yönün çıkmazı bir secdede nihayet bulaydı;
ah;
TÜM YORUMLAR (1)