Sevdiceğim Şiiri - Ömer Yazıcı

Ömer Yazıcı
407

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Sevdiceğim

koca bir düğüm tıkadı bogazımı
kelimeler esaretinde kaldı bakışlarının
çıkamadı
çıkanda işe yaramadıki zaten
tek başına baş kaldırdı dudakların dan dökülen zehire
bilemem kimin bilmem kime yazdığı bir türkü
sadece sevdim dedi
anlattı
anlattı ama duyuramadıki
bi daha anlattı
ve bir dahaa
ne ben anladım
ne herbişeyim farkında
orda döküldü sevdiceğim gözlerimde
arkama bakmadan kaçabilmek istedim
bir dakika daha sensiz kalma ihtimalini düşünmek ağır geldi yanında
ne kalabildim
ne uzaklaşabildim kendimden
koskoca bir çınarın rüzgara yenilmesiydi bu
sensizliğemi yıkıldı sanarsın cann
anlaşılamamanın dayanılmaz yükü ezdi
ağır geldi
şimdi senin ardından gözlerinden kalandan fazlasını yaşamıyorum
hani taç yaprağında saklı gizemi yakalamaya çalışırsınya papatyanın
incitmekten ödün kopar
koklamak isterken dal kırmak varmış sevdiceğim
göğsüm daralıyor
yüreğimin kulakları duymuyor şimdi
tıkalı dünya güzeli güzelliklere
vay bee
bütün şehir sen kokuyor ardından
sinmişsin işte her yana
cadde cadde tenindeyim
ılık ılık seni yaşıyorum her sokağında bu kahredici şehrin
kaldırımlara yasakladım beni sensizliğe götürmeyi
hiçbir şey yokluğunu kabullenmiyor burda
yağmur bile yağmıyor ayak izlerinin yok etmek korkusundan
dağkente uzanışımızı hatırlıyormusun sevdiceğim
çekmiştin elini nasırlı parmaklarım arasından
çocuk hüznünde bakmıştım gözlerine
o bitmeyen virajlarda
sonra
sonra gül kokulu saçlarını yaslamıştın yanağıma
başını göğsüme koymuştun
cennetin bundan fazlası ne yaa
ölmek bunu artık yaşayamamak değilmiki
sana kopardığım çiçek hala duruyormu cüzdanında sevdiceğim
arada birde olsa bakıyormusun kuru yapraklarına
o soğuk izmir gecelerine güneş olduğumuz anlar geliyormu aklına
saçma sapan insanlardan sıyrılışlarımız
binlerce bakış arasındaki yanlızlığımız
rakı tadında özgürlüğümüz
üzerimize dökülen peçetelerin kıskançlığınamı esir düşümüşüz
zor geliyor sevdiceğim
düşünemiyorum ismimin üzerindeki çiziği
hadi
kur yaşadığın şehrin ücrasında çilingir soframızı
seslen
varsın mezemizde olmasın
suyumuzda
ben sensizliği doldurup yudumlarım
sen ağlarsın
süzülür şiirler yanaklarından mısra mısraa
ben ölürüm
sonra mum ışığında buluruz birbirimizi korkmaa
türkülerimizle şahlanırız
daha bebekliğimizi yeni terketmişiz sevdiceğim
daha çocuk olacaz
gülüşünün aydınlattığı ayaz gecelerde tırmanacaz dostlaşmış gönüllere doğru
damla damla büyüyerek çatılardan sarkan sensizliğe savaşacaz
sonra kayarak dönecez özümüze
altımızda çocukluğumuzdan kalma birer muşamba
kayıp bir şehrin virane sokaklarının sabah üstünde yazıyorum sana herbişeyim
gözlerinsizliğe mahkum nefeslenmenin eziyetindeyim
belki gülüşünsüzlüğe ölmeyi göze alamadım ama
eksilen günlerin çilelerinden binlerce ölüm çıkardım
bu kadarmı azalır bir insan sesini duyamayınca
oyyy
oyyy benim zavallı umutlarım
kaderimizde siz olmadan şiirlenmekde varmış
geçmi kaldık birbirimize sevdiceğim
yada erkenmi göründü gönüle sonbahar
kurumadanmı döküldü yapraklarımız bahara inat
dokunamazdı bana bu kuraklıklar senden önce
köşedeki bakkallarda sular olurdu hazırda
içerdim
hitap etmezdi yüreğime ama
zehirden beter onlar kupkuru bedenime şimdi
su ol bana sevda çiçeğim
tek damlandan deryalar yaratırım bilmezmisin
hadi aç gözlerini
hapsetme gözkapaklarının ardında yaşanmayı bekleyen çocukluğumuzu
bir kabus bu de
hatta bir cimcik at
hisettir sensizliğin koyusunda otlaşmış bedenime varlığını
can ver
kaç gün oldu öldüğümden buyana
kaç sabah geçti
hüzün sevdamız üzerine çökeli yaşamıyorum sevdiceğim
biliyorum
liman olamadım sana serseri fırtınalarda
allahsız bir çaresizlik bağlamış elimi
keşkelerin tüketemediği zaman dilimlerinde sıkışmışım
yol haritalarını birlikte çizeceğiz sevdiceğim
varsın yıkılsın okyanuslarda limanlar
küçük sevda denizlerinde fırtınaların ulaşamayacağı koylarda demirleyecez
artık böceksiz sofralarda doymamaya ant içmişim
sensizliğe söylenmiş şarkılarla sarhoşluğu seviştirmişim
üstelik rakım da yok
göğsüm daralıyor sevdiceğim
yüreğim yanıyor
hissedebiliyormusun sıcaklığımı
yoksa umursuzlaşmışmısın
belkide uzun kış gecelerinde ısınıyorsundur bendeki yangınlarla
yok be bu olamaz
eminim eskiden sevmediğim o şehrin kaldımlarındada bir yangın var
hele o kapının önünde gece yarısı
hele bizi bize bağışlayan türkü hazinesinde
ve gözlerini kapadığın her anda
eyy şiirlerimi anne sütü lezzetinde besleyen herbişeyim
gülmeyi unut de bana
yaşamayıda
isteme benden gözbebelerinde büyüyen gülkurusu tadında rüya dan uyanmamı
ben seni toprağa düşmemiş yağmur damlacığı saflığında sevdim
ben seni imkansızlıklarla savaşan bakışlarla
kardelen direncinde sevdim
tertemiz
hala kulaklarımda sadece sevdim nidası
hala düğümsün boğazımda atamadığım
ve hala gizliyorum ağlamalarımla süzülen herbişeyimi
şimdi hüzzam şarkılar eşliğinde seni yaşamaya devamdayım sevdiceğim
S.S

FUFUKA

Ömer Yazıcı
Kayıt Tarihi : 19.2.2011 01:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Yazıcı