Askıya alınmış tozlu bir palto gibi
Giydiğim hayatın noktasız virgülleri
Sorgusuzluğunda açan güllerin soru işaretleri
Edilmeyecek kabulü yoktur duası hecelerin
Parıltılar vardı aynaların islenmemiş ardında
Susamış toprağım vardı bağrımın koşu yolunda
Tümceler olmadan dağıldığım heceler sırtında
Yük almadan taşıdığım sırtıma bağlamadan
Belki ayrıktı kelimeler birleşme noktası olmadan
Perdelere yazardım cam buğusu bulamazken
Yangınların eritip bitirdiği yasaklıydı tövbeliydi belki de
Parmak uçlarına sinen damlacıklara sorgula
Yine elim giderken paltoya tozu düşer korkuya
Aykırılık vardı her bir duyguya vurguya
Soluktu benzim canlanmıyor hiçbir anıya
Taşınacak yük bekleyen hamala dönüp gidişin vardı…
Yumaklar sararken eskiliğinde arıyor gözlerini
Yün tararken çıkan seslerin notasında arıyordum
Buluşun tadı var sanırken hayalin adını unutmuşum
Meğersem kavuşmanın tadının bitikliğinde bekleyişin özlemleri sevdaymış…
Yazan zenno
12 Kasım 2011 Cumartesi
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,