Bin kişiyle yattığımız yataklardan, sabah yapayalnız kalkıyorduk.
Asırlardık yalnızdık.
Ve pişmandık alın yazımız buydu.
Aslında bir öfkeye mahkum etmemiştik her şeyi,
İçinde sitem vardı, özlem vardı, yakarış.
Bir yemin ettiğimiz yerden çoktan dönmüştük.
Üzüntüsü ellerimizde değildi artık.
Mezhebi genişti, neye üzüldüğünü bilemedik.
Biz kederlerinde solduk ama,
Onun solan çiçeği gül mü, sümbül mü bilemedik.
Pişmanım alın yazım demiyorum artık.
İnsanların alın yazısını bile değiştirdiğini görüyorum.
Bir öfkeye mahkum etmiyorduk her şeyi.
Türlü türlü bahanelerimiz vardı.
O kadar çok bahanemiz vardı ki öfkeyi hiçe saymıştık.
Kederin ne olduğuyla pek de ilgilenmiyorduk.
Cehennemde yanacak bir dilimiz yoktu artık,
Çünkü cehenneme de inanmıyorduk.
Hep zavallı yüreklerde kopuyordu kıyamet.
Hain olanlara bana mısın demiyordu.
Bir şeyin sorgusu suali yoktu,
Çok iyi biliyordum.
Seni gene vereceklerdi ellere, beni yine vuracaklardı.
Yine de senin olsun sevdanın yolları...
Kayıt Tarihi : 4.7.2024 17:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!