Amasya suya hasret, Ferhat ise Şirin’e.
Dilde bıçak yarası, sinede kor bir ateş.
Düşünürken sılamı, aklıma geldi yine;
Mezarını kavurdu üstüne doğan güneş.
Bakmadın mı Amasya, dönüp de eserine?
Sevdan âleme şandı, nârınsa güneşe eş.
Kaç asır daha sürer sevdanın efsanesi;
Işığınla ısınır sır saklayan hanesi.
Yıldız düştü yıllarca; şenlendi Yeşilırmak.
Sereserpe yatarak güneşlendi kayası.
Mümkün müydü dağları çelik külünkle kırmak?
Olmazı olur etti parçalandı ayası:
“Geldim Şirin! ” diyerek istiyorken haykırmak;
Başını eğdi Ferhat, mani oldu hâyâsı.
Bağdaş kurup oturan dağlar birden yarıldı,
Döküldü üzerine ölüm ile sarıldı.
Ateş girdi hokkaya, bir Divan yazdı Mihri:
İlham verdi yıllarca sevdaların diyarı,
Yudumladı bıkmadan şiir denen bu zehri;
Belki gözü görmedi çiçek açan baharı,
Mısraları dizerek nakşetti güzel şehri.
Amasya sevdasıyla, hak etti iftiharı.
Belki şimdi göklerden Amasya’ya bakıyor:
“Cennettin şehrim” diye özlem ile şakıyor.
İlkiydi Mihri Hatun, daha nice gönüle,
İlham oldu dağları; neşe verdi taşları,
Aşk damladı göklerden, kabirde kızıl güle
Sonsuzluğa taşıdı çile çeken başları.
Haydi durma yaz kalem, nur beyaza döküle:
Ünlensin güzel şehrim; çağlasın gözyaşları.
Kar simalı kâğıda, yemyeşil bir kent indi
Notalandı sözcükler; arzdan, nihavent indi.
Yüreğime heyecan üfleyen manzum beste;
Dudağımdan sarkarken kalbi kırık imgeler,
Ah, ederek ağlıyor; aldığı her nefeste.
“Ne olursun dön” diye; gelir, aklımı çeler:
Kahrolurum, yanarım; akıp gelen bu seste.
Çifte su almış çelik açar bağrımı deler.
Sana doğru taradım, ak düşmüş kakülümü:
Çağır beni; rüzgârlar savurmadan külümü.
Ayrılmak kolay değil, zor olan yolu seçtim:
Hasretinin ateşi; beni nâra yandıran.
Bir lokma ekmek için; yardan, yarenden geçtim,
Yokluğun değil midir cehennemi andıran!
Bu baldıran zehrini, başıma dikip içtim:
Dünyanın telâşıydı acımadan kandıran.
Yanıldım ve batırdım, sığındığım sandalı;
Kendi elimle kestim, yeşermeden her dalı!
Uyanmak istiyorum, kâbustan kalkar gibi;
Büyüyen gözlerimin hapsederek sesini;
Çok yazıp hep susmanın firkât midir sebebi?
Duymak, seninle duymak; dağların bestesini.
Mısralarla sevişmek, unutmadan edeb’i.
Amasya’ya adamak sonsuzluk güftesini.
Ayrılığın cehennem; varlığın, bana cennet;
Sevdandır yüreğimde sakladığım emanet.
Afet İnce Kırat
Afet KıratKayıt Tarihi : 9.6.2011 13:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Amasya belediyesi tarafından düzenlenen 1. Ulusal Amasyalı Mihri Hatuın Şiir Yarışması sonucunda mansiyon ödülü alan şiirimdir.
YAZDIM YAZDIM GİTMEDİ.
TEPEDEN TIRNAĞA BİR NOSTALJİ,
KÜÇÜKLÜĞÜMÜ
GENÇLİĞİMİ HATIRLATAN BİR ANIMATÖR,
VE MUHTEŞEM DİZELER.
SELAMLARIMLA KUTLARIM DOST.
TÜM YORUMLAR (11)