Sana gelmek için, yüce dağları aştığımı,
Engin denizleri geçtiğimi sandım hep.
Dönüp ardıma baktığımda,
Katettiğim mesafe ya bir adımdı, ya iki kulaç.
Kıraçlarda uçurum oluyordum.
Gözlerimde irin,
Gözlerim kartal yuvası.
Taşlar düşüyordu üzerimden.
Arsız bir tohum yeşeriyordu tırnak uçlarımda.
Ne yapsam sevdan olamıyordum.
Kuşlardan uçmayı öğreniyordum.
Kanatlarımda mebalin,
Kanatlarım keder yüklü.
Bir avcı kurşunuyla vuruluyordum.
İki damla yaş akıyordu gözümden.
Sana gelen bir gemiye kaptan oluyordum.
Yelkenlerimde umut,
Yelkenlerim sana dönük.
Bir fırtına çekiyordu beni içine.
Renginde boğuluyordum gözlerinin.
Uzak bir kasabada istasyon oluyordum.
Katarlar geçiyordu üzerimden,
Katarlar soğuk, katarlar insan yükü.
İki hasret can birbirine kavuşuyordu.
Kederli bir şarkı tutturuyordu tren düdükleri.
Birgün senden uzak,
Sevdandan uzak bir yerlerde ölmeyi denedim.
Dayanılmazdı kollarında ölmek,
Kollarında ölmenin dayanılmaz hafifliğini bırakıp,
Hiç bir yerde ölemedim.
Şimdi sana yazdığım mektupları yakıp,
Küllerini bir bir rüzğara savuruyorum.
Bilinmeyen bir ülke,
Bilinmeyen adresinde,
Gelip seni bulacak.
Ben hiç sevdan olamadım.
17 Mayıs 2006 / İstanbul
Sefa BirdalKayıt Tarihi : 1.8.2009 17:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!