Gidiyorum sevdamın şehrinden
Güneş doğarken.
Gidiyorum sevdamın şehrinden
Güneş batarken...
Sıyrılıp anılardan,uzanırken çıplak gözle
Gördüklerime;
Yine gözyaşlarım akıyor durmadan.
Vakit vakitlerden oniki eylül,
vakit vakitlerden bir mayıs
içime haps ederek götürüyorum
uzaklara, kimisinin gitmiş çocuğu,
kimisinin annesi
vakit vakitlerden cumartesi...
Terrorossa örtüsüyle kaplı,
toroslardan geçiyorum
tüm ağaçlar ve dağlar
karşımdan geçip gidiyorlar uzaklara.
Arkama baktığımda
hepsi el sallıyordu,kiminin yüreği buruk,
kiminin şapkası eğik
Tekerleklerin asfalt yolla
sohbeti esnasında uyanıyorum.
Rüyamda gök kuşağının altından geçerken
Ne güzelmiş Akdenizin tatlı maviliği,
Heryer mavi; sadece ufukta güneş var
Bana el sallıyordu utancından kızarırken
Yoksa rüyamı görüyordum
ama!
sahiden gözyaşlarım akıyor.
Kayıt Tarihi : 6.5.2001 14:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tevfik Mengüllüoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/05/06/sevdamin-sehri.jpg)
Bu acılar tabii ki gerçek fakat dile getirilişi yeterince şiirsel değil. Belki de bunlar şiirde dile getirilmemeli. Ne kadar usta bir kalemden çıkarasa çıksın şiire ideoloji karıştı mı her şey mahvoluyor. Andante'nin cümlesinden esinlenerek düşüncemi şöyle özetleyebilirm: İdeolojik konular şiirin ruhuna yakışmıyor, onu bozuyor, bambaşka ve çirkin bir bir şeye dönüştürüyor.
TÜM YORUMLAR (11)