Sevdam öyle derin ki,Oğuzların sevdası,
Fatih ve Kanuni’nin,Yavuz’ların sevdası.
Dünya bizimdi bizim,zulmetmedik kimseye,
Bu Vatan Osman beyden ta bizlere hediye.
Akıncı beylerimiz çıkınca bir sefere,
Ucunda ölüm olsa,dönmezlerdi bir kere.
Viyana’dan Tibet’e Türk’ün şanlı ordusu,
Düşmanı bedbaht etti,yiğidimin korkusu.
Resul’ün teri kokar,gökyüzünün havası,
Dillerde ALLAH ALLAH,ordumuzun nidası.
Ne ana,ne baba,ne de yarin sevdası,
Umrundamı hiçbir şey,mübarekti gazası.
Ucunda şehitlik var,Cennet’le müjdelendi,
Binlerce şanlı asker,Hak’tan bunu dilendi.
Mehter idi onların,tek zevki ve sefası,
Rabb’i için çekerdi,zevkti onun cefası.
Aç yatıp susuz kalksa,şükrederdi Rabb’ine,
Yinede kılıç sallar,ok girse de kalbine.
Aslan gibiydi aslan,çatal yürekti hepsi,
Düşmana siper etti,sanki çelikti göğsü.
Ne şanlı ordu,ne güzel askerdiler,
İstanbul’da Bizans’ın kanın yere serdiler.
Kara topraktı yari,Vatan idi sevdası,
Onlar için canından aziz idi davası.
Anlatsa keşke sizi,dile gelse de tarih,
Dese ki mübarekti,onların hepsi Salih.
Şehit olup dirilir,bin defa ölmek için,
Peygamberin emrinde,yürürler Allah için.
Üç Hilal’in gölgesi,sığınağıydı onların,
Hepsi birer destandı,tarihte olanların.
Sen Türk’sün,Türk oğlusun onlar gibi cesur ol,
Ataların ne demiş,TİTRE VE KENDİNE GEL.
Kayıt Tarihi : 30.5.2008 03:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!