Sevda Yükü Şiiri - Mehmet Yardımcı

Mehmet Yardımcı
90

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevda Yükü

Erenler sabrı içinde
Sevdanın yükünü çeken,
Bal köpüğü gözlü kız;
Kirpiklerine çöken hüzünle
Yeşilırmak kıyılarında gün boyu,
Kaybolan aşkını arar.

Bakışların en elası içinde o derin gözler,
Hesabını sorarken sevgisinin, yorgun şehre;
Irmağa karşı evlerin camlarından haykırır,
Yürek yangını Amasya gecelerine,
Efsanevi aşkların sırrını sorar.

Sevdanın imbiğinden zaman sızarken,
Salkım söğütler arasında Yeşilırmak,
Aşk üstüne anılarını tazeler.
İğne oyası yazmalar işleyip sevgiyle,
Çeyiz telaşını yaşarken kızlar,
Sokaklarında şehzadelerin gezindiği ,
Kentsel dönüşüme kurban edilen,
Ahşap oymalı eski evlerin hüznü,
Terkedilmiş kapıların sessizliğinde,
Geleneksel mimarinin yitişine sızlar.

Bülbülün efkârında menkıbeler,
Manevi duygularla benizlere sinerken,
"Aşk ateşi şu sinemi nâr eder" der Amasyalı Fedaî.
Şâmandan kalan imgeler,
Âşığın sazına oturur telle tezene arasında,
Şirin'in bahtına,
Ferhat'ın kaderine yanar.

Bin umudu yeşerten bal rengi gözler,
Özlemle bakarken cılga yollara,
Ayrılığın adını koyanlara kahredip,
Kaldırım taşlarına hüzün yayar.
Misket elması toplarken dal uçlarından,
Sepet sepet umut yolar.
Dinlenirken çimler üstüne yayılıp,
İkindi çayı için, Amasya semaverinin başında,
Aşkı adına papatya falından medet umar.

Yüreği vurgun yemiştir sevdadan yana,
Gece geçen Amasya garından,
Samsun -Sivas treni alıp götürmüştür, zifiri karanlığa.
Bülbülün sesine gizlemiştir ağrısını.
Ne görünür, ne yar olur kimseye.
Türkülerin gizeminde kalan aşkını,
Bekler durur yorgun gözleriyle,
Aranır yamaçlarda.
Derelerden ayrılık acısı akar,
Çoban ateşinde küllenirken anılar.

Borabay gölünde nilüfer çiçekleri,
Gökkuşağı güzelliğinde açar.
Bal köpüğü gözler bir derviş edasıyla,
Serçoban'da, her renkten nasibini toplarken,
Sarı yamaç obasında yüreklere huzur dolar.

Tahta minarelerdeki yuvalarına dönerken leylekler,
Gök Medrese'de Mihrî şiiri gibi uhrevi,
Umut ekilir gönüllere her seher.
Suların sesinde büyür sevda,
Tarlalara erken gelir bahar.
Şirin'in kalbinde duyulur,
Kayaların böğrüne vurulan külüngün sesi.
Ferhat'la Şirin aşkından öte sevda mı var.

Ferhat aşkla Şirin diye yardıkça kayaları,
Hürmüz dağ gibi derdiyle dertlenir.
Bir yanda oğlu, bir yanda Ferhat.
Yalan haberi yayar cadı kadınlar.
Sebep olur ölümüne Ferhat'ın.
Şirin de kayalardan kendini atar.

Mezarları üstünde iki gül yeşerir.
Ferhat'ın kanı gibi kırmızı,
Şirin'in duvağı gibi beyaz.
Ara yerde diken biter,
Onun için Amasyalı,
Gülleri çok sever.

Mehmet Yardımcı
Kayıt Tarihi : 19.10.2016 01:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Yardımcı