Anlattıkça dinledi, yazdıkça okudu! .. Neyi tebliğ ediyorum ki? ? Bilmediği şeyler miydi benden duydukları ve bilmeyecek miydi, ben söylemeseydim? ? Yüreğinin bir yanı eksik ve kayıp mıydı renklerin bir kısmı? ?
Dilimi tutsaydım yaşanmamış mı olacaktı hayata dair ne varsa?
Neden’lerin ardına takılıp kalacağına, “nasıl’larla” meşgul olamaz mıydı?
Alaca karanlık kuşaklarında karanlığa küfredeceğine, bir mum yakmak aklına gelmedi mi hiç?
Mazeretlerin labirentlerinde çaresizliğin resmini çizmek yerine başını kaldırıpta doğan güneşe gülümseyemedi mi?
Hangi soruydu “doğru cevabın” adresi?
Yarısı boştu ama niye yarım bardak suya her bakışın da, dolu tarafını görmedi! ..
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.