Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lamba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Devamını Oku
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Şairimizin ruhu şad olsun.
363 - O/NUR/dan
O duygu Allah aşkıdır diğerleri mecazidir
N ur Allah’ın sıfatıdır yârin yüzüne akseder
U zaktan paslı teneke gün vurunca gün gibidir
R uh göz gönül meftun olur aynı müzikle rakseder
Onur BİLGE
-------B. Rahmi Eyüboğlu, sosyo ekonomik ve kültürel alt yapısı oldukça
renkli ve Din, Mezhep ırk ayırmadan her toplumla kucaklaşabilen ve her
daim Siyasi akvamdan kendini soyutlayan, Şiir ve resimlerinde sevgi ve
barış işleyen bir Karadeniz uşağıydı.
------Merhum Eyüboğlu Şiirlerinde genelde materyalist konuları işlerdi.
Aşkı ve sevda şiirlerini hasbel kader, yani öylesine yazardı. Metafizik
Aşklara rağbet etmezdi. Patoloji Aşkları hiç konu almazdı. Çok çalıştı
koştu yoruldu ve ömrünün baharın da Hakkın rahmetine kavuştu. Allah
rahmet eylesin, mekânı Cennet ruhu şad olsun...
ÂMİN!.. Hasetçilerin şerrinden muhafaza buyursun! :)
"KÖRLER İLE SAĞIRLAR, BİRBİRİNİ AĞIRLAR."
Allah-c.c- yarattığı kullarının hayat boyunca dosdoğru gitmeleri ve iki cihanda da mutlu mesut olmaları için, onların fıtratlarına uygun kanunlar, kaideler ve düsturlar koymuştur ki, bunlardan birisi de sevgidir. Allah, her şeyin makul, vasat, fıtri ve akli ve de sıhhi olanını kullarına salık verirken bu fıtri hadisenin de en doğru şeklini kullarına tarif etmiş ve onun da adını bizzat kendisi koymuştur. Bizzat kendi koyduğu kaide ve kanunları tebdil ve tağyire yeltenip haddi aşanları ise, -velev bu ibadet, dua ve muhabbet/sevgi gibi şeyler bile olsa- asla tasvip etmemiş ve onları MÜFSİTLER/BOZGUNCULAR olarak tavsif ederek bu dünyada ve öbür alemde hem gazabına hem de azabına masadak kılacağını yüzlerce ayetinde ilan etmiştir. İşte Allah'ın sevme ve sevilme konusunda koyduğu bu vasat ve fıtri ve de ilahi sınırları aşmak isteyenler, asırlar geçtikçe bid'atler ve hurafeler uydurarak insanlığı ve ümmet-i Muhammedi istikamet ölçülerinden uzaklaştırmaya çalışmışlar ve bunda da ne yazık ki büyük ölçüde muvaffak olmuşlardır. Bu müfsit ve bid'atçilerin en başında ise, mutasavvıflar, şairler, yazarlar ve çizeler gelmiştir. Allah'ın vahyi ölçülerini kendilerince yetersiz gören bu bi-şuur güruhlar, ifrat ve tefrite saparak Allah'ın koyduğu kadim kıstasları tanımamışlar onların yerine kendi vehimlerinin mamülü olan acayip şeyleri piyasaya sürmüşlerdir. Bun gibilerden bir kısmı da ne yazık ki dini istismar ederek, oradaki doğru manalarla oynayarak kendilerine güya delil aramışlardır. Böylelelerine biz daima Kur'anın Şuara suresinin son beş ayetini okumalarını tavsiye etmişiz ve etmekteyiz.
Ayrıca, bu gibi çok bilmişler, ne ayetin ölçülerine, ne tarihi gerçeklere ne de tıbbi verilere kulak verirler. Tıpkı Ebu Cehil gibi küfr-ü inadide ısrar ederler. İşte Allah, bu gibilere "BİZ ONLARIN GÖZLERİNİ VE KULAKLARINI PERDELEDİK VE KALPLERİNİ MÜHÜRLEDİK. ONLAR İÇİN ELİM BİR AZAP VARDIR!" der.
Bir insan, şap ile şekeri, tuz ile naftalini, altın ile bakırı, elmas ile camı ayıramadığı halde hepsine de aynıdır ve birbirlerinden farkları yoktur diyorsa, onunla asla muhatap olmamak lazımdır. Çünkü böylelere tıp ilminde "DELİ, KAÇIK, DİVANE, MECZUP, AKILSIZ, ŞİZOFREN VESAİRE DENİR." BÖYLE KULLARA , RABBİM TEZ ZAMANDA AKIL, İDRAK, İZ'AN, ŞUUR VE İNSAN VERSİN! AMİN.
rahmetle saygıyla anıyorum
Açıklama için teşekkürler. Faydalı oldu. Bir yere kaydedeceğim. Sevgiler... :)
Ben derken evren demek
Sen derken paralel evren demek
Biz demek ülke demek
Onlar demek diğer ülkeler
Hepimiz demek dünya demek
Çoğaldıkça bölünürüz ve dünyaya iner ve dünyada toplanırız.
Tekken dünyada olsak da evrende evimizdeyizdir.
Dünya sevgisi bir tarla başak sevgisi.
Allah'ın son Hak kitabı olan Kur'an'da ve Resulullah -s.a.v-'in sahih hadislerinde ne "Aşk" kelimesi ne de "Sevda" tabiri geçer.Bu kelime İslam'ın teessüsünden tam altı asır sonra kullanılmaya başlanmış ve sevgi manasında değil bir akıl ve ruh hastalığı manasında istimal edilmiştir. Yani, "Sevda" kelimesi 1300 yılından itibaren kullanılan bir tabir olup, asla ve kat'a Allah, peygamber, kitap ve İslam sevgisi manasında kullanılmaz. Çünkü tehlikeli bir hastalık isminin bu manalarda kullanılması söz konusu olamaz. Kim bunları müspet manada kullanırsa, büyük hata eder ve tarih ve de lügat cahili olduğunu ifşa eder.
Allah sevgisi, Arapça'da "MUHABBETULLAH" ifadesiyle geçer. Resulullah sevgisi de yine "MUHABBET-İ RESULULLAH" tarzında geçer. Kim bunların aksini iddia ediyorsa, hem, tarihi, hem dinin değişmez kaidelerini, hem tıbbi gerçekleri, hem de lügatın beyan ettiği ilmi verileri tağyir ve tebdil etmiş olur ki, bu da büyük bir vebali üstlenmek demektir.
Bu şiir ile ilgili 54 tane yorum bulunmakta