Kıyılarımızın boş kumullarında yağmur altında dolaşmayı düşledikçe biz
Ne kadar istemesek de, inkar etsek de, bir gün her şey geçip gidecekti işte
Bir sevdanın ruletini çevirdikçe kanadı yüreğimiz, koptu birbirinden ellerimiz
Bedenimizdeki aşk telaşıyla, yüreğimizdeki kıyım ateşlerine attık kendimizi
Sapandan çıkan bir taş misali patladı öfkemiz sürüklendiğimiz aşkın nefesinden. Çığlık çığlığa aktığımız gecelerde hırçınlıklarımızı dayattık yüreğimize. Nedensiz taşlaşmalarla bıçkın düşünüşlerde ayrıldık, göğün en mavi denizlerinde olta atarak sevdamızın töresine karşı durduk. Suçumuzun sorgu mendillerini kurutmadan kan düşürdük yüreğe, can biçtik kalbimizdeki dileğe ve helalleşmesiz, duldasız yıldızları kendimize mesken seçtik.
Kabuk bağlayamayan bin bir yaramızdan köprüler kurup, geniş alınlarımızdaki parlaklığa utançlar sıvayarak uykusuzluklar diledik birbirimize. Bedenimizdeki aşk telaşıyla, yüreğimizdeki kıyım ateşine attık kendimizi, dokunmasız kalışlarla. Yörüngemizde bizi çevreleyen bütün rüzgarlarda, hışırdamaktan bitap düşen tüm sarı yapraklarda kalabalıklarda bile bulmak isterken resmimizi, yüzümüzde tüm haşmetiyle uyuyan bir şehri uyandırıp gündelik telaşların böğründe saklanmalara durduk.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu aşkın seyir defteri yaşanmışlıklardan kurulu olsa da, hep konuşmaktan uzak kaldığımız koylarda ayrılığa sürükleniyorduk. Sulara batıp çıkmaktan küflenmiş demirimiz bile bedenimizi acıtır olmuştu.
SEVGİNİN IRMAKLARINDA BOĞULURKEN 'NEDEN' SORUSUNUN CEVABI İNSAN OLMANIN DOYUMSUZLUĞUNDA MIDIR?
OKUDUKÇA AŞKI KENDİ İÇİMİZDE SORGULAYACAĞIMIZ BİR NESİR. TEBRİKLER SELAHATTİN BEY, YENİ PENCERELERDEN BAKMAMIZI SAĞLADIĞINIZ İÇİN
HEPİMİZ BİRER ACEMİ OLARAK ATILDIK BU HAYATA ACILARLA BÜYÜTTÜK KÖRPE YÜREKLERİMİZİ. KAZANDIĞIMIZ SANDIĞIMIZ ŞEY EN BÜYÜK KAYIPMIŞ MEĞERSE. AMA UMUT ASLA KAYBOLMAZ BAK YÜREĞİNE GÖRECEKSİN SEVGİLER
Ya üstat ben bun eserinizi her okuyuşumda mest oluyorum yer ve zaman ferk etmeksizin. teşekkür ediyorum.
Ya üstat ben bun eserinizi her okuyuşumda mest oluyorum yer ve zaman ferk etmeksizin. teşekkür ediyorum.
Bizlerle paylaşmış olduğunuz her biri aşk tadında sanat tadındaki eserleriniz için hem size hem size bu güzellikleri yaşatan her şeye ve herkeze sonsuz minnettarım yüreğine sağlık.
Oruç tutmak, sadece midenin aç kalması olmamalı..Beynimizden, kalbimizden,dilimizden, gözümüzden, kulağımızdan ve bütün azalarımızdan, aynaya baktığımızda yüzümüzü kızartacak ve vicdanımızı rahatsız edecek her türlü yanlışı atmakla gerçek anlamını ve değerini bulacaktır.!
Mübarek Ramazan ayında,hazır büyük şeytanlar bağlanmışken birkaç şey söylemek ve sizinle paylaşmak istiyorum.
Yaşadığımız dünyayı, ülkeyi, şehri, mahalleyi, evi ve antolojiyi yaşanır bir yer yapmakta bizim elimizde, yaşanmaz bir cehenneme çevirmekte. Hangisini tercih etmemiz gerekiyorsa onu yapalım ve mertçe yapalım.Ben yaşanır bir yer olmasına taraftarım.
Baştan aşağıya kusur ve günah içinde yüzerken, başkalarının ayıpları ve eksikleri ile uğraşmak, birilerini rencide etmek ve ayıplarını meydana çıkarmak için akıl almaz tezgahların içine girmek neden? Nerede hz.Mevlâna’nın o unutulmaz sözü;
“BAŞKALARININ KUSURUNU ÖRTMEKTE GECE GİBİ OL/
OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL…”
Unutulmamalıdır ki, kim bir insanın kusurunu ve ayıbını kapatırsa, Allah da onun kıyamet günü bir kusurunu kapatır.
İçimizde nefis taşıyoruz..Ve beden ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, nefsin ve arzularının asla yaşlanmadığını çok iyi biliyoruz. Kendi kusurlarımızı, eksiklerimizi de en iyi biz biliyoruz. Neden kendi eksiklerimizi düzeltme yoluna gitmeyiz de, başkalarının eksikleri üzerinde durmayı çok severiz. O birlerinin eksikliklerini meydana çıkarmak ve üzerine gitmemiz bizim eksiklerimizi kapatacak mı?
Mübarek ayların sonuncusu Ramazan ayındayız. Oruçlu olanlarımız var olmayanlarımız var. Bu; tercih, inanç ve şartlar çerçevesinde oluşan bir durumdur. Herkesin ferdi yapması gereken ibadetler kendi ile Rabbi arsındadır. Keşke herkes Allah’ın istediği gibi bir kul olabilse..
Ama insan faktörünün olduğu yerde eksikler, kusurlar ve yanlışlar hep olacaktır. En aza indirgemek, yön ve yol gösterici olmak bizim amacımız olmalı.
En büyük suçlardan birisi KUL HAKKI’dır..Kul hakkı, maddi ve manevi olabilmektedir.
Yani bir insanın parasını çalmak da kul hakkıdır, bir insanın çekiştirmekte..İftira en büyük kul haklarından biridir.Gıybet, zan(tahmini ve her halde lerle konuşmak) da kul hakkıdır.
Tövbe kapılarının sonuna kadar açık olduğu ve yüce yaratıcının bağışlamak için kullarından iste bir gayret beklerken bu güzel günleri boşa geçirmeden en güzel şekilde değerlendirerek af ve mafirete ulaşmaya gayret edelim.
Bu vesile ile, bütün insanların ve Antoloji camiasının hastalarına şifa, dertlilerine deva, borçlularına eda, bekarlarımıza ve dullarımıza hayırlı ve mutlu olabilecek bir eş nasip etmesini, evlilerimize de, yuvalarında eşleri ve çocukları ile bir ömür boyu sürecek mutluk ve sağlıklı bir hayat nasip etmesini yüce rabbimden diliyorum.
Selam ve sevgilerimi gönderiyor, tebrik ediyorum
Ve kaç bahçede kaldı düşlerimiz...çok değil biz erik,elme,şeftali çalardık fahri emminin bahçesinden...nasıl korkardık kendi gölgemizden..biz büyüdük ama hala çocukluğumuzun gözü oradadır...saygılar bu paylaşım için..bahtiyar arslan..
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta