Yorgun bir akşamüstü kaldırımına düşürdüğün
Gözlerini bulup, yine sana vermektir yaşamak.
Seni yazmak, kimseyi yerine koyamamaktır
Ve satır arası bırakmamaktır bir yazıtta.
Bir dere akar düşlerimde. Güçsüz, düşmüş çiçekleri taşır denizlere sarı sular. Yüzün yansır sulardan gönlüme ve tuzlanır kirpiklerim. Yürürsün içime, görmek için sessizce ölüşümü. Bir yıldızın izdüşümü sarılır geceye, ağustosların sesleri duyulur uzaktan ve bir çobanın sürüsü geçer o dereden.
Karışıp ılık yellere düşlerime giriverirsin ansızın. Alıp gidersin ömrümü seller gibi. Sevda dansı derlermiş denizler üzerinde yürümeye. Bu denizleri aşıp karlı dağların eteklerini her düşlediğimde böylesi bir sevdada mutluluk var mıdır? diye sorarım kendime. Yalnızlığın nefesi üşütür ellerimi, gurbette yazılmış bir şiirin sözleri gibi seni solurum.
Mor salkımlı sokaklarda buzullar ağar gönlünün sarkıtlarından. Sarsan bitmez, yazsam dinmez, sevsem silinmez, sebebi bilinmez bir yazgı gibi durursun günlerdir içimde. Yağmurların ıslattığı saçların, gri öpücüğüne konan kelebeklerin, ülkem gibi bakan gözlerin ve durmadan kemirdiğim tırnaklarım gibisin sen.
Sen ki; delişmen ve yüreğinde binlerce gülücükle saklarsın duygularını. Her sabah uyanıp yüzüne baktığım bir ayna, bayrak gibi göğsüme sardığım vefa, kimseye nasip olmayan bir sevdasın. Yüreğinin lâbirentlerinde dolaşarak bulmak istiyorum seni. Kan ter içinde kalsam da seni arayışım bitmeyecek gül yüzlüm.
Ben sana vurgun, yalnız sana sevdalı paslı bir zincirim güvertende bekleyen. Bir resimsin tuvalime yansıyan, sarnıçlardan sularına inmeyi dileyen bir bakraç, akar suyunda bir nilüfer, çamurlu dizleriyle senden af dileyen bir çocuk, kimi de iç çekişleriyle üç günlük ömrünün sona ermesini bekleyen bir kelebek.
Ne çok sevmişim seni. Katran karası gözlerindeki mavi okyanusca, hayat zincirinin ucundaki tanımlanamayan bir bakla gibi durursun canevimde. Senin kokun yüreğime binlerce çiçek saplar mevsim tanımaksızın. Mutluluğu arayıp bulamayanların ve bu koca şehirde hayat iksiri arayanların gözlerindeki umutsuzluğu silersin sevginle.
Belki de ilkel bir ses benimkisi. Acılarını haça germiş bir romantiğim. Çivilendiğim yerlerde güvercinler tüner omzuma ve yüreğimi atarım önlerine. Varsın bitimsiz düşler olsun gördüğüm. Güneşe yürümelerim bitmesin. Yaşlı bir şairin omuzlarına yaslanıp ağlayan bir kız düşsün her sabah fırçamın ucuna. Sevginin litaratürlerindeki ismine yürüyüşüm hiç bitmesin. Sızlasın yüreğim her seni andığımda.
Aynı yüreği, aynı beyni, aynı duyguları yaşıyoruz seninle. Ne çok sözüm var oysa sana söylenecek. Her sabah şiir damlacıklarıyla uyandırıp seni, gecenin kollarına da aynı şiirlerle belemek tek isteğim. Engeller varken güzeldir sevmek. Oynar durursun içimde ve içirirsin gençlik ağularını her seni arzuladığımda.
Ben kendimi ele vermekten vazgeçmedikçe, aynı müziği, aynı şarkıları dinlemekten bıkmadıkça, dilimde duaya dönüşen yakarışlarımı dinlemekten ve bu sevdayı yangınlara dönüştüren gözlerin var oldukça, sana ölümsüz ritimlerle koşacağım gül dudaklım. Varsın kalkmasın yaz kış yüreğimden keder, varsın içimdeki geceler sabahlara tutsak olsun. Ayrılıkları bir peçe gibi ört yüzüne istersen.
Günlerdir ruhumun müziklerinden oluşan bir konserdi sana sunduğum. Tek kişilik bu gösteride yalan da olsa bir alkıştı umduğum. Ama galiba sen sıkıldın ve salonu terk ediyorsun. Bu oyun benim için çok kutsal küçüğüm. Sahnede senin için yürekten ağlayabilirim. Ama kaçmayı seçersen onu da ben alkışlayabilirim.
Kayıt Tarihi : 17.6.2005 18:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)