Sevdanın kör bir yağlı kurşunu,
Vurdu beni ciğerimin tam ortasından.
Başıma bir türlü konmayan talih kuşunu,
Uçurdular sevda yolunun ta en başından.
Kanatlarını çırpmıyor artık o da küsmüş,
Birini gördüm o da ben gibi sevda oltasına düşmüş.
Protesto etmişti sevdanın her türlüsünü,
Tuttum ellerini dostça,baktım çokça üşümüş.
Derlerdi,sevda her türlü kapıyı açarmış,
Yakaladığını, doğduğuna bin pişman edermiş.
Tam tersine kapattı birer,birer kapılarımı,
Durdurdu hafsalımı,kıblemi şaşırtmış.
Şimdi sağımı solumu bilmeyenlerden oldum.
Taşımaktan yorulduğum, sevda heybelerine sevgi doldurdum.
Dolaşıyorum şimdi çaresizce, rastgele, köşe bucak,
Koklanmaya kıyılmayan bir gül iken, boşu boşuna soldum.
İçi boş sevdalara vardır husumet ve kinim,
Dinler içinde en mükemmelidir bana göre benim dinim.
Yaptıklarımın karşılığını bu dünyada görmesem bile,
Kazanır bu sevdalı yüreğim, ahirette yerim olur belki cennetim.
Aldım sevda küreğini elime,çok harçlar kardım.
Bir gün görmediğimde,ondan bundan sorardım.
Bu yaptıklarından sonra yıklıdı sevgi abidelerim,
Bilseydim sevda hilelerini,saf ve temiz sevgimle bozardım.
29/01/2006
Kayıt Tarihi : 30.1.2006 11:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!