Dün şöyle bir dolaştım muhteşem İstanbul'u
Her semti ayrı güzel,beni içine çekti
Hem tarih kokuyordu, hem huzur veriyordu
O eşsiz manzarası beni mest ediyordu
Adalar'ı Moda'sı, Kanlıcası Beykoz'u
Geçmişi düşünürken daldı gitti gözleri
Adadaki eski köşk,güler yüzlü komşular
Bahçedeki veranda, ağaçtaki salıncak
yüreği sızım sızım o günleri özledi
yanağından süzüldü iki damla gözyaşı
Eksik yaşıyoruz eksik
...
Eksik soluyoruz havayı, eksik çekiyoruz ciğerlerimize
Bir ohhh diyemiyoruz!
Çöllerde yetişen bir çicek olsam
Yağmur bulutunu gözler dururdum
...Göllerde salınan nilüfer olsam
Suya düşen aksini özler dururdum
Gökkuşağının tüm renklerinden
Yeni bir yıl, yeni umutlar, gözlerde ışıltılar
Geçmişin hataları, umutsuzluklar, mutsuzluklar
Hepinizi bu sandığa doldurup kilitliyorum.
...
İlk, orta, lise derken nasıl da uçmuş yıllar
Daha 30 olmadan saça düşmüş ilk aklar
Ben ne zaman büyüdüm? nerede oyuncaklarım
Çocukluk yıllarımı şimdi nasıl ararım.
...İlk okula başlamam, ilk kalp çarpıntıları
Ne de kolaymış hayat, pamuk helva gibiymiş
Sev, sev ama incitmeden sev
Gözlerini gözlerimden ayırmadan sev
Karda sev, yağmurda sev, rüzgarda sev
Öldürerek değil, güldürerek sev !
En üzgün anlarımda gönlümde çicek açtır
Tek yaşam ışığım ol, ruhuma neşe saçtır
Daralmış sevdaya tırmanan yollar
...Bir yanın uçurum bir yanın deniz
Sanki kıldan bir köprüde yürümektesin
Şair mi ressam mı yazar mı desem?
Nereden başlasam nasıl anlatsam
Senin gözlerinden dünyaya baksam
Kah bir şiirinin mısralarında
Çakıl taşı olup ısınıp dursam
Kah bir resminin içine girip
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!