Bilemedim, acısını tatlısını
Kendinden biraz geçmekmiş sevda.
Gönülde filizlenen duygu akımı,
Deli divane olup gezmekmiş sevda.
Bir elim hastalık mı, ruha şifa mı?
Hayal mi, gerçek bir vaka mı?
Yoksa ruha can katan saka mı?
Gözden yaş olup akmakmış sevda.
Yarin çehresine dönüyor yönüm,
Durmuyor kalem tutuyor elim,
Mızraba, söze döküyor dilim,
Gönülden dışarı taşmakmış sevda.
Tükenmez bir dert deryasıymış,
Mecnun, Kerem bedduasıymış,
Leyla, Şirin rüyasıymış,
Çöllerde susuz kalmakmış sevda.
Yol alır gündüzden geceye,
Dönüşür dudakta heceye,
Nereden bakarsan bak bir bilmece,
Zihinlerde bulanmış usmuş sevda.
Bir tehirli tren gönül istasyonunda,
Bekle gelir ya kış ya ağustosta,
Yaya kalırsın bakarak arkasında,
Gözlerden kaybolan ummanmış sevda.
Zifiri karanlık mı nafile sevene,
Sokaklar arkadaş olmuş, uykusuz yine,
Sigara dumanı ile işleyen tene,
Soğuk nefesin tadıdır sevda.
Kırılmış umudun, gözlerde kaçmış ferin,
Gönülde ayrılmış sonsuz yerin,
Bir sözcüğün, elemli iki hecenin,
Sarayda kurulduğu tahttır sevda.
Z. E/ 13.12/2017
Zülfü Evin
Kayıt Tarihi : 16.12.2017 23:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!