Tüm tabularını yıkıyorsun bu kentin
İstanbul’un varoş sokakları dahi susmayı tercih ediyor gözlerin karşısında.
Kız kulesinin baş müdavimi oluyorum her gece
Şarap niyetine içiyoruz Marmara’nın tüm yalnızlığını.
Uvuzlarımı esir alıyorsun tüm pembeliğinle
Ve göğüs kafesinin içine atıyorsun.
Yüksek apoletli gardiyanlar üç öğün kalem kağıtla besliyorlar beni
Esaret altıdanki kelimelerimle beni kendine esirgiyorsun.
Gamzene düşüyorum uyur-severken
Cebrail son vahiyi de indiriyor
“Sev yaratan rabbinin adıyla sev”
Yoksa bana da mı yer ayırıyorsun cennetinde?
Çernobilin keskin kokusu yayılıyor
Soluma yolladığın göz bombalarından sonra.
Radyasyon sarıyor dört bir yanımı
Mutasyona uğruyor tüm yasa dışı aşklar.
Ellerin faşist bir babanın tek mirası oluyor
Suriye’nin en ücra köşelerinde intihara teşebbüs ediyor tüm radyolar.
Naralar eşliğinde dansa kaldırıyor dudaklarım dudaklarını
Bir düğümde sen atıyorsun boynuma
Radyodan çıkan sonbir sesle
“Ölümler çıplak gelir.”
Kayıt Tarihi : 6.8.2011 02:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Usluer](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/08/06/sev-yaratan-rabbinin-adiyla-sev.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!