O içindeki boşluk seni bedbaht eden.
O demirden kafes beynini çevreleyen.
O kopmayan zincir bileklerinde kenetlenen.
O kapkara nokta bakışlarını kilitleyen.
Doldur artık,biraz faniliği düşün,yeter.
Madde yok olsa da maneviyat sürer gider.
Dem vurmuşsun zaten dünya zevklerine yeter.
İnsan ruhu da yorulur ve bazen sükunet ister.
Parçala artık beynini saran demir kafesi.
Kurtar kollarını açabilmek için sineyi.
Çek bakışlarını,seyret biraz güneşi.
Sev ağacı,kuşu,insanı,sev bir şeyleri.
Göreceksin birer birer değişecek renkler.
Tabiat eski rengine bürünecek gözlerinde.
Kuşlar,nice tatlı nağmeler söyleyecekler.
Farklılıklar dolu olduğunu göreceksin maddede.
Aldatmaca; bahşediyor insana mutluluk yerine mutsuzluk.
Bir çok insanda aramak bence,en büyük haksızlık.
Madde içindeki mutluluksa,sadece yokluk.
Ve bunlar arasındaki çelişki,sende kalan huzursuzluk.
Sev; bir ağacın dalında süren filizi.
Sev; gece ile gündüzü biri birinden ayıran çizgiyi.
Sev; insanı değil,insanın ruhundaki güzellikleri.
Sev ki hayatı görebilesin huzuru,avucunun içindeki.
20.12.1986/İstanbul
Necdet Cemal OcakKayıt Tarihi : 9.2.2007 23:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Cemal Ocak](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/09/sev-47.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!