2.
acıların eklemyerinden geliyorum, topuklarım kanlı
kemiklerden vicdan becerdim
vicdan vicdan vicdan
dalga dalga aşk getirdim uzak çöllerden bakır tenli
İstanbul! saçların gibi bir muştuyu
yüklendim de geldim, acıların eklemyerinden.
ki orada karıncalar vardı ve Kâbe’ye giderlerdi
ölümü hiçleyerek
kırlangıçlar ise gelirler alnımızın kıvrımlarına
vurulurlardı öyle mahzun, öyle ince
biz ağlardık kendimizden geçerek
uzayan ve muhacir sesimizle..
a.
diyorum ki ay ışığı ve kıpırtısız gecelerde
nasıl yorumlanır bebeklerin kahraman kokusu
sözgelimi, acı bir olgunluk çağırsak durgun sulardan
o vakit deniz
gitgide unuttuğumuz bir şey olur
ya da kopamadığımız..
b.
ey üzünçlerini güvercinlere emziren İstanbul
sevgilim ey!
bırak saçların mübârek kalsın da ‘karşıya’ geçeyim
geyik gözlü muhabbetler getir uykularımın
çıldıran yerlerine
o taşralı kız gibi utangaç ve becerikli yorumla
karşı kıyıları...
Kayıt Tarihi : 20.4.2005 02:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
UlviZiya ustad'ın yazdıklarına bire bir katılıyorum.
Eskiden , her şiirde , bir ANA FİKİR vardı ...
İnsanlar , mısralarda , bal damlası arardı ...
Şimdi , dize , kopuk ip , anlam vermez birleşip ;
Şiir denen yazıyı , kuru sözcükler sardı ...
Ne tadı var , ne hazzı ; ne coşkusu , müziği...
Hep , ayrı bedenlerden sızan , yürek eziği ...
Aşıkların çalımı , rûhların bunalımı ;
Yazılan : karşı cinsin coğrafyası , fiziği ...
Gökte bir kara bulut , gürler durur , rahmet yok ...
Karanlıkta vaveylâ , neler söyler , hikmet yok ...?
İmgeler çok , sözcükler çok , çocuk kahramanlar çok ;
Rûhları fethedecek gücü yok , hareket yok ..
Zorla güzellik olmaz.Zorla'da şair olunmaz.
Ninni yavrum ninni,uyuturlar büyütürler seni.
Nasıl olsa yıllardır uyutuyorlar,kuzu kuzu.
Saygılarımla......
TÜM YORUMLAR (18)