kâinatı dinler
dolunay yakalarım sağanak yağmurlarda
ödünç alırım zamansızlığı bilinmeyenden
yarına ait bir düş olmamak kararım
düne dair olmadığım gibi
yerim yok anlamsız gösterilerde
gönderirim şenlikçileri
sığınırım bir küheylân kalbine
ellemeyin karanlığı!
imge şaire kalsın, ayrılık şarkılara
asarken aynaya has bir suretini sevdanın
kâh burulur hayat
kâh bir bayram yeridir yüreğimde
koşarım delidolu
suskun bir infialin yangın yerinde
kelebeğin narin kanadına yapışır nazenin düşler
geceye tutunur yüzüm ölüler evinden koparak
sürgülenir kapılar
dik başlı kale bentlerinde
sessizliğin koynunda
kuru kalabalıktan uzak
derinleşir yaralar
yaşamayı sınar tek başına
alabildiğine kanar yüreğim
bir gölge beni bekler
elem çiçekleriyle aşkı inler durmaksızın
üşür alacakaranlık* dalgın gözlerimde
kâinat susar
susar yağmur
dolunay susar…
(*) “Elem, bugüne boyun eğmişlik ile geleceğin umudu arasındaki altın halkadır. Uyku ile uyanıklık hali arasındaki alacakaranlık…” - Halil Cibran
(22 Ocak 2004)
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 22.1.2004 10:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (16)