Bu şehrin gecesini hiç sevmedim ben. Çoğu zaman da gündüzünü… Sen yoksun, sokaklar karanlık, baş edilmez bir telaş bende, ruhumda bir sahipsizlik…
Olmayasıya düşler bende, karşılıklı tartıştığım tüm sözler, tutarsız anlamda bir birine ters ve yığılmış düşler art arda, peşi sıra ben düşüncelerimde çoğunlukla kendime kızgın ve tutarsız hislerle geceye yürüyorum… Oysa gece beni içine çekiyor, tutarsız düşüncelerimde oynak hislerle yürüyorum geceye belki de öfkelendiğim sana doğru.
Hayatım bu çoğul düşüncelerim öfke içinde sadece düşlediğim benlik yıkıklığı kendime?
Gerçeklik vardı tüm bu düşüncelerimin içinde, sevgiye karşı kendim savaş veriyordum sanki. Bağımsız düşüncelerle inandığım bir doğuş vardı içimde, haklılık ve kim haklı konularına sanki kilitlenmiştim…
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla