Sessizliğim büyüyor, ellerimin avuç açtığı elemlerin yüreğime her değişinde....Bitkinliğimin üzerinde tırmalayan hallerin titremesine koyuluyor, acınacak halimin vehametini tortuluyordum. Karanlık gecelerinde hayal perdesini aralıyor ve hiç beklemediğim siluetin kalbime dokunuşunu yaşıyorum.Artık....Günlerimin zamansızlığında yaşıyor,dört duvar arasında kendime yeni bir dünya inşaa ediyordum.
Sabahların özlemini sonu görünmeyen ufuklara dönüştürüyor, gün doğumunda doğan vakitlerin alacakaranlığına hasret kalıyordum. Her hücrenin yakarışında pişmanlıkları doğuruyor fakat sonrasında efsaneleşen muhabbetin aşka inkılabını arttırıyordum.Çevrelerime kondurduğum farazi anıtların gözlerime temasında, her defasında, yanıyor, takatsiz acılarımın neticesinde derin bir haz duyumsuyor, eskisinden daha ziyade bağımlılaşıyordum., Yavaş ama keskin kayboluşun isaretlerini görüyordum. Ben yanıyor ve kavruluyorken ağlıyor, volkanvari patlamaların hengamına, göz yaşlarımdan dökülen manaların tanelerini yudumluyordum. resmedemediğim siluetin tasvirine koyuluyor, onu, anlatamıyor; ama ömürden bir derinlikle yaşıyabiliyordum....
Ben ve o.......Onun kim olduğunu bilmiyor ama hissiyatla donatıp resmedecek kadar tasvirini yaşıyordum...Tükenmiyor ama tüketecek kadar........ Yaşıyordu(m) .
Ertuğrul KoçKayıt Tarihi : 5.11.2013 22:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!