Kırgınım.
Ne bir vedaya yer varmiş ne bir hediyeye ayrılırken.
Hele hiç hatırım yokmuş son bir söze. Kabul.
Şaşkınım.
Aklım ermedi hala neden gittin. Dönüp bakmadın bir kez olsun geriye iyi mi.
Sevgi ve hasretime nedir bu nefret? Hayret!
Hüzünlüyüm.
Geliyor işte sonbahar ve rüzgar savuruyor gönlümden düşen umutları.
Közüm üşürken bu yanmak da niye. Olsun.
Çaresizim.
Bekledim meme bekler sabi gibi. Durdum, kudurdum gelmedin.
Gençliğimi talan ettim hasretinle. Her ahıma binbir sitem ekledim. Affet.
Yalnızım.
Binmiş anılar sırtına yüregimin,geride bırakmiş bedenimi.
Hicrana bağlanmiş göbeğim,kesemedim bağını. Iyi demi?
Gidiyorum.
Gideceğim bu şehirden, gece bile duymayacak elveda sözcüklerini.
Güneş doğmaya korkacak, kuşlar ötmeye sabahında.
Ne var, ne yok terk edeceğim.
Sana ait anıları omzuma atıp; gideceğim kapına sarı bir gül bırakıp.
Türkü tadında kal...
19.08.2016
Mustafa GöktaşKayıt Tarihi : 18.9.2016 12:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gün bakmışsınız her şey bitmiş. Daha dün sizi özleyen, yanıp tutuşan sevgiliye son sözünüzü diyememişsiniz. Yarım kalmış mektubunuz ve hediyeniz en acı anınız olmuş.Göğsünüzde bir ağırlık ve dilinizde sessizlik. Ve işte işte o zaman kalbiniz konuşur, kimse susturamaz sizi.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!