Gazel dolanmış ağaçların boynuna, koskoca bir şehir sis içinde debelenir..
Belki bu senenin son yağmurudur bu.
Nemli bir vedadır bulutların maksadı, saat kulesinin alnına kondurduğu buselerin.
Biraz daha ağlasıp gideceklerdir belki sessiz ve serin..
Ne zamandır tünedikleri yerden guku bile çıkmıyor artık güvercinlerin.
Nefesimizi buhar eden mevsimlerde düşüyoruz içine, böyle saçma sapan bir kederin..
Şahidiyim her günün içine karışmak için yola çıkan insana dair dertlerin.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta