Ellerin vardı, sıcak ve masum.
Ellerin, hayal gibi, düş gibi...
O zaman talihime yardı ellerin.
Beyaz bir gecede, iki kuş gibi,
Omzuma nasıl da konardı ellerin? ..
Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir?
O değirmen altı, o zümrüt koru,
İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer,
Ya o çapkın çapkın kestanecikler! ...
Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe,
Kanardı ellerin!
Mendilimi sarardım üstüne,
Avcumda sahici bir hasta gibi
İncecik incecik yanardı ellerin!
Bazan kızar hırçınlaşırdı birden;
Ruhumu kaldırır, kaldırır boşlukta,
Oysa bilmez miyim atamazdı!
Geceler sonsuzdu, geceler derin;
Bir şeyler düşünür anlatamazdı
Kahrından kaskatı donardı ellerin!
İnsan, soyununca hissediyor,
Gittikçe katılaştığını yerin! ..
Tanıdık bir film geçiyordu gözlerimden,
Gel gör ki, en güzel yerinde,
Ansızın kopardı ellerin!
Sonra, dört yabancı el,
Dört yorgun omuz,
Mezat kapısında bir kuşluk vakti,
Çekince ipini mesafelerin;
Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz! ..
Bir tünel gerindi sefil, kapkara!
Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü!
Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin!
Böyle bilmediğim uzak yollara,
Beni bırakmasa ne vardı ellerin!
Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı,
Ve işte böyle sonu! ..
Şimdi, ışıklar sığ,
Gölgeler derin...
Mor sarmaşıklarla örtük balkonu,
Kafur kokusundan, od ağacından,
Dört arşın geceye sardı ellerin?
Kayıt Tarihi : 8.2.2002 20:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Ellerin, hayal gibi, düş gibi...
O zaman talihime yardı ellerin.
Beyaz bir gecede, iki kuş gibi,
Omzuma nasıl da konardı ellerin? ..
Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir?
O değirmen altı, o zümrüt koru,
İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer,
Ya o çapkın çapkın kestanecikler! ...
Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe,
Kanardı ellerin!
Mendilimi sarardım üstüne,
Avcumda sahici bir hasta gibi
İncecik incecik yanardı ellerin!
Bazan kızar hırçınlaşırdı birden;
Ruhumu kaldırır, kaldırır boşlukta,
Oysa bilmez miyim atamazdı!
Geceler sonsuzdu, geceler derin;
Bir şeyler düşünür anlatamazdı
Kahrından kaskatı donardı ellerin!
İnsan, soyununca hissediyor,
Gittikçe katılaştığını yerin! ..
Tanıdık bir film geçiyordu gözlerimden,
Gel gör ki, en güzel yerinde,
Ansızın kopardı ellerin!
Sonra, dört yabancı el,
Dört yorgun omuz,
Mezat kapısında bir kuşluk vakti,
Çekince ipini mesafelerin;
Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz! ..
Bir tünel gerindi sefil, kapkara!
Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü!
Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin!
Böyle bilmediğim uzak yollara,
Beni bırakmasa ne vardı ellerin!
Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı,
Ve işte böyle sonu! ..
Şimdi, ışıklar sığ,
Gölgeler derin...
Mor sarmaşıklarla örtük balkonu,
Kafur kokusundan, od ağacından,
Dört arşın geceye sardı ellerin?
....................Bana hep
....................Yalnızlık düştü! ..
Akşamüstü
Yağmurun gözyaşlarında
Kıyasıya ıslandım! ..
Gün boyu
Uzaklardaki beş canı andım.
Ne aradım
Ne arandım!
Dünyanın altı nasıldır?
Nasıldır, üstü?
Kurban Bayramı’nda kurbandım!
Elim kolum bağlı, diz üstü! ..
Ramazan Bayramı’nda yandım! ..
Yandım! ..
Ben, dünyaya küstüm
Dünya bana küstü.
Geç de olsa, uyandım! ..
Sanallara aldandım.
Evreni altı parçaya böldüm, bin kez
Beş onlar
Bir de ben
Altı…
Altıda bir candım! ..
Bana hep
Yalnızlık düştü! ..
Bayramlarda bile yalnız olandım!
İçimin gurbetinde yalnız kalandım!
Yanandım! ..
Yanandım! ..
Onur BİLGE
İ Y İ . B A Y R A M L A R ...
Ellerine yakmış olduğu kınasını,
O güzel elleriyle bana pişirdiği aşını,
Saçlarımı örgü yapıp,iki yana salışını..
Sarı kızım,Sevoşum diyen sevdasını özlüyorum..
Şairi,şiiri,seçgiyi..ufacık ellerimle kocaman alkışlıyorum...
Sevtap Kaya Nurgönül
Kişi kendi parçalarını sevda ile doyurarak olgunluğa ulaşabilir . O kadar elzem bir şeydir ki sevmek işi , dediğim gibi her sözün ilk hecesidir . Sevgi çoğalttıkça damarlarımızda başkasına dönüşen bir sevdalı oluruz . Ellere bakılır , sevgili ..... Kalbe bakılır sevgili .... Akla bakılır sevgili .....Yalnızlığa bakılır sevgili ..... Söze bakılır sevgili ....Aynaya bakılır sevgili ....Şair yörüngelerinde dolaşıyorsak sözlerle büyük dönüşümlere her an bakmamız gerekli . Söz her an sevdaya duyarlı bir dönüşüm olmak zorundadır . Ve lakin dönüşemiyorsak şiir niye.....
geceye sığmayan düşlerin olmalı
düşlerine sığmayan yüreğin
ansızın ceylan ürperişleriyle irkildin
kırılan dünyaların çocuğu
ne esmerdin ne kızıl nede sarışın
bilemediğin anlamlardı yanıtsız kalanlar
sence bir kaybolmanın rengi olmalımıydı
HER RENGİN ADINA SEN DEMEKTİR AŞK.....
Tüm varlıkla , tüm varolma çevresiyle insanın özü olmak durumundadır sevgi . Ki zaman zaman başka nedenler girerse insanla arasına işte o zaman yitirişe doğru bir yörünge kayması doğar . Özden uzaklaştıkça hangi atlas sağlamca durabilir ki insanın doğasında .....
kırılan ve kırıldıkça çoğalan anımsama
hangi sevinçle övünürsün
aldatılan adımlarlamı
yoksa sıkıca tutunduğun delilik
oysa belirsizleştikçe yaşam tasarıları
ait olduğun ölümlere gideceksin çocuk
avucunda yırtılan atlasın izleri
UZAĞIM’ a katılmaktayım . KEMAL İŞPİR uzun süredir böyle güzel bir yorumu olmamıştır . Bende içlendim .
ŞİİRİN DÖNÜŞÜMÜNE , AŞKA DÖNÜŞEN ŞAİRE , AŞKA BULANMIŞ HER YÜZE SEVGİLERİMLE........
yüksel balcı
kazasiz belasiz,neseli ve keyifli...bol kahveli ve sekerli...
etli sutlu bir bayram diliyorum sevdiklerinizle birlikte.... :))
sizleri seviyorum
sera
guzel siir ...
TÜM YORUMLAR (17)