Altın sonbahar, sokak fenerleri,
Duygun çardaklarda su perileri…
Ürkek parkelerde cesur kediler,
Kuşların sadrını deler de geçer.
Adın, hançeremde hüznün hançeri,
Gönlümün yaşına bakmadan deşer.
Gülüşün, ruhuma neden kasd eyler,
Niçindir ciğeri söndüren düğüm?
Nazarında yeşeren sır serçeler,
Toprağım, denizim, yelim, göğümdün.
Saflığın, cürmümü ezer de geçer,
Çakılarla çözülmez bu kordüğüm…
Nefesin; ateşten sıcak, yumuşak,
Kuş tüyünden hafif, alımlı sesin.
Ruha körpe sevişmekler katarak,
Sabahlara yüklü bir ceylan leylin.
Nezaketin göğsünden çağlayarak,
Taşıp kavururdu, zarif gözlerin…
Sendin adı şehla, şanı züleyha,
Kanı leyla, gülü leyla, rüveyda…
Bakmaklara hep görmekler ekerdin,
Ansızın çakışırdı şimşek yüreğin.
Can sayha, ten vaha, umular sahra…
Yüreğin, içimde soluk soluğa.
Resimlerin bile ahrazdı şimdi,
Hatırlamaz oldum nazlı sedanı…
Unutmak lime lime ah cemreni,
Ne bitmez kahırdı, ne kadim acı…
Bilmem üşür müsün orda sevgili,
Bekle bizi, çoğu gitti azı kaldı…
Kayıt Tarihi : 1.11.2022 21:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SESSİZ SAYHA
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!