Ya sevdiğimi bana geri getirin veya mesafeleri
Yitik bir zaman diliminde yaşıyorum sanki
Araf'tayım, o sevgilinin aşk ateşi yakıyor ruhumu
Korkularım düşüncelerimi engellemeye yetmiyor
İzbe akşamları saklıyorum sabahsız gecelerimde
Dağların bakir yanlarını seyrediyorum senin gözlerinde.
Ağlasam kim duyacak beni
Senden başka bu şehrin gecelerinde
Tut ellerimden kaygılarım var aşktan yana
Kucak dolusu martı sesi getirsem
Koşup gelir misin uzaklardan bana.
Dağları aşıp denizlere akan bir nehri seyrediyorum
O nehir ki tertemiz bir buse gibi bereket taşır
Susamış toprakların bağrına ve insanlara
Hazan kapıma dayanmış eylül akşamlarıyla
Belli ki vakit, doğanın dirilmek için ölüm zamanı
Baharı yakan güz yangınları öldürüyor sanki beni
Ben hüzünlü, ben sevgine muhtaç ve kederli biri.
Oturmuşum bir tepenin yalnızlığa bakan yamacına
Saatlerdir sessiz duygularımla seni düşünüyorum
Hicranlı aşkımın umarsız çilesini kuşlar bile sormadı
Bir gün kavuşacağız ama, o gecenin sabahı olmadı.
Alın götürün beni ıssız ormanların derinliklerine
Kuşlar, dağlar, ormanlar ve nehirler yoldaşım olsun
Renksiz hayatıma anlam katsın aşkın derin bellekleri
Fantezilerden uzak bir hayat istiyorum doğal ortamlarda
Açılsın, sevdana aşık ruhumun sana muhtaç kapıları
Beni çöller değil, ısıtsın ruhumu bir nehrin gözyaşları.
Eylül 2018
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 2.10.2018 02:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!