Sonradan hastane olduğunu öğrendiği, o kocaman evde ikinci gecesiydi. Bütün gün arkadaşlarını tanımaya çalışmış, isimlerini öğrenmiş, diğer odaları görmüştü. Ayşe hep yanındaydı, hiç bırakmamıştı elini. Her yeri o gezdirmişti... Bahçeyi dolaşmışlar, kocaman söğüt dallarının içinde yıkandığı havuzun etrafında oturup küçük, kırmızı balıklara ekmek atmışlardı..Ayşe’nin de bir ağabeyi varmış ve oda çok seviyormuş Ayşe’yi, tıpkı Ayşe’nin onu çok sevdiği gibi. İkinci sınıfa gidiyormuş. Bir ay olmuş buraya geleli. Durmadan konuştular, her şeyi anlattılar birbirlerine, sanki yıllardır beraber yaşamış gibiydiler.
Sonunda gün tükendi ve yatma saati geldi. Titredi bir an..Yine üstüne kapanacak o büyük kapıyı düşündü. Sevdiği her şeyle arasına girmişti o kapı. Annesi, ağabeyi, kedisi, arkadaşları, okulu, öğretmeni velhasıl tüm sevdikleri ile arasında aşılmaz duvar olmuştu. İşte şimdi yine kapanacaktı...Ve tüm dünya, dışarıda kalacaktı. Geceliğini giydi. İyi geceler dediler Ayşe’yle birbirlerine... Hemşire abla da 'iyi geceler, Allah rahatlık versin 'dedi ve kapıyı kapattı...
Ne kadar uyumuştu bilemiyordu. Gecenin bir vaktinde korkarak uyandı. Rüya görmüştü. Evine dönmüştü rüyasında ama evi yerinde yoktu. Annesi, babası, ağabeyi, kedisi hiç kimse yoktu. Soracak birilerini aramaya başladı... Her zaman ekmek aldığı bakkala gitti.'Neredeler, nereye gittiler, evimize ne oldu ' diye sordu..Kimse cevap vermedi sorusuna. Sokağın ortasında kalakalmıştı, ne yapacağını bilemeden, çaresiz...
O sıkıntıyla uyandı, üşümüş müydü terlemiş miydi bilemedi, midesi iyi değildi. Tuvalete gitmek istedi, her yer öylesi karanlıktı ki, kapıyı bulamadı... Seslendi ' kimse yok mu' diye, sesi çıkmadı... 'Anne ' dedi... 'anne neredesin niye bıraktın beni, şimdi ne yapacağım ben? '...Yatağının üstüne oturdu; ağlıyordu... Daha faza dayanamamıştı çünkü.. Sabah olup herkes uyandığında neler olacaktı kim bilir, nasıl anlatacaktı olanları. Çok ağladığını, çok utandığını nasıl anlatacaktı. Annesi onu bırakıp gitmeseydi bütün bunlar başına gelmeyecekti, neden bırakmıştı sanki. Anlamıyordu bir türlü çocuk aklı.
Ayşe’nin elini yüzünde hissetti birden. Göz yaşlarını siliyordu, anlamıştı... Yavaşça tutup aşağıya inmesine yardım etti. Baş ucundaki dolaptan temiz çamaşır ve gecelik çıkardı, değiştirdiler ellerinden geldiğince... Ayşe yatağın üstünü örttü...'Üzülme 'dedi.. 'sakın üzülme, kimse bir şey demez' dedi ve Ayşe’ nin yatağında sarılıp birbirlerine uyudular...
**********
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Seni tekrar yürekten kutluyorum arkadaşım...Ne olur, hep yaz... içinden geçen , hissettiğin her şeyi yaz... çünkü çok başarılısın. Ve seni biraz daha tanıdım, bu yazılarınla... Kalbin bir çocuğun tertemiz duygularıyla dolu... SEn, bu zamanda insan olarak kalabilmiş birisin...Selamlar ve sevgiler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta