– BİREYSEL DEĞERLENDİRME: İÇSEL TEST
En sessiz kitap şu çaya bakarak gülüyorum başlıklıydı Diğeri öğrenci donuyla mizah tarihi adlı pedagoji parodisi Ve ortadaki en sessizi Rıza ile gülenler antolojisi – 1. terleme dönemi Öğretmen ne susturdu ne yönlendirdi Sadece gülümsedi Çünkü o raf öğrencinin duygusunu altına akıtan bir sahneye dönüşmüştü Ve sınıf o gün şunu öğrendi Sessizlik bazen en gürültülü kahkahadır
GÖLGEYLE KURULAN DUYGU BAĞI
Öğle saatinde sınıfın bir köşesi gölgeye düşer Ama o gölge camdan gelen değil kelimenin içinden taşan bir sızıntıdır Bir öğrenci oraya oturur sessizce anlatısızca Gölge onun tenine değil duygusuna düşer Bu bir yorgunluk değil başlatma ritmidir Öğretmen fark etmez çünkü gölgeler yok sayılacak kadar susturulmuşlardır Ama çocuk o gölgeyle bağ kurar Kendi sesini oraya bırakır göz seğirmesini oraya çizer Ve o gün hiçbir müfredat işlemese de duygular işlenir Bir öğrenci perdeyi kımıldatır ama ışık girmez Çünkü anlatı gölgede yürür Sınıf onu çağırmaz o kimseyi zorlamaz İşte duygunun en sessiz ama en terli bağı budur Gölgeye oturan çocuk defterini açmaz parmak uçlarıyla duygu kıvımını çizer Öğretmen o sıraya baktığında bugün ders değil gölgeyle hissediliyor der Diğer öğrenciler gölgeye yaklaşmaz ama onun yazdığı cümleyle altına kaçırır Raflarda sessiz kitaplar gölgeye doğru eğilir biz de duygudan doğduk der Bir çocuk gölgeden simit çıkardığını iddia eder kimse gülerken inkâr etmez Kalem gölgede farklı akar harfler sessizce terler Gölge öğleye kadar büyür ama kimsenin üzerine düşmez Çünkü o sadece rızayla terlenir Teneffüs bitince o gölge hâlâ oradadır ama artık bir anlatı kahramanıdır Öğretmen sınıf zilinden önce şunu yazar Bugünkü ders gölgeyle kuruldu Ve sahne kapanmaz sadece gölgedeki cümleyle mühürlenir
OKUL SIRASINDAN KURGUYA GEÇİŞ
Işık her yeri aydınlatmaz bazı duygular sadece gölgede parlar O sıraya ilk oturan ben sadece oturayım kalkmam demişti Ama sıra bunu kişisel algıladı Derin bir iç çekişle kıymet kazanıp karakter oldu Tahta gövdesiyle konuşmayan ama kıvımsal çatırdayışıyla anlatı doğuran bir sahneye dönüştü Bir gün çocuk sıra altında kaybettiği silgiyi ararken hayal gücünü de buldu Silgim değil gız bir zaman yolcusuymuş dedi Arkadaşı yani müfredat mı dedi O da hayır müfredat dinozordu bu gelecekten kelime getiren bir şey dedi Sıra titredi çünkü gülme damlaları gövdesine sızdı Çocuk simidini sıraya koydu ama parçası paragraf oldu Sıra artık okul eşyası değil roman kahramanıydı Kıvım öyle büyüdü ki öğretmen derse başlamadı sahneye giriş yaptı Tebeşiri eline almadı yerine konuşan sıra masalı okudu Tahta değil ama sayfalar çatırdamaya başladı Sıranın içinden çıkan bir cümle Ben öğrenciyi değil hayali taşırım O gün sınıf öğrenmedi altına kaçırdı Çünkü mizah bu kez hem don çözmüş hem kelimeyi sahneye fırlatmıştı Bir öğrenci sıra beni yuttu dedi Öğretmen ama kelimeyle kustun gız Huriye dedi Hım dedi İşte orada başladı anlatının ritmi
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta