Şimdi, örümcekleri uykuya dalmış bu şehrin
silahları çınlıyor omuzlarımda,
demir ve durgunluk vardı korkak uçurumlarda
okuduğum romanlar yıllarca esir kaldı
pencerelerden sarkan küskün ölüler arasında,
karanlığa itilen nice bedenler gördüm.
Beyaz bir yalnızlığın bir şelale gibi akışıyla irkildim
bu şehrin sevdaları eski bir kuşun kemikli yüzü gibiydi
o kuşlar ki, kimse öpmez onların mor dudaklarını bile
şehrin silahları vurur harabe kanatlarını,
kimse silmez onların kemikli yüzünü de
ve bir düşman nefesi ürkütürdü onları.
Yalnızlığımı terk edip gitsem
yani sessiz bulvarları bırakıp,
eski kuşlara da veda ederek,
sokakların gölgesiyle de cebelleşmeden
briket duvarlı evlere taşınsam artık
ve ağır bedenlerimiz gölgede dinlense diyorum.
Ama gene de yakamı bırakmaz bu şehir, bilirim
çünkü herkes kendi kendine esmerleşir burada
herkesin kendi ırmağı doğrultusunda akışı vardır
isterim, yüzleri kemikli kuşlarla hep dost kalmayı
yeter ki o düşman çekilsin gitsin sessiz bulvarlardan.
Kayıt Tarihi : 6.2.2015 15:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!