Horoz sesinin yerine, zilini duyuyorum çalar saatimin.
Kalkıp televizyonu açınca da, sesini, haber muhabirinin.
Sokaktan geçen simitçinin nostaljik sesi geliyor kulağıma,
Geçen taksinin kornası çakışıyor, evin kapanan kapısıyla.
Ayak seslerim sokağın tenha kaldırımlarında yankılanıyor.
Esnaf, açtığında dükkanının kepengini, sessizlik kayboluyor.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta