yelkovanlara inat,
kıvrılıp bir musluk damlası sessizliğine;
bir yerlerde uyuyordun...
biliyorum, incecik parmaklarınla birlikte,
öylece üşüyordun..
işte o bir yerler rahatıma dokunuyor,
sensizlik öğle sıcağıyla batıyordu,
siyahlara bürünmüş tenime..
yalnızlıklarıma hoşgeldiniz diyordum,
ayağa kalkarak..
rüyalarından çok uzakta kaldığını anlıyordu,
uykusunu bir otobüs şöförüne kaptıran gözlerim..
sen uyuyordun,
gözlerinin karanlığında bir aydınlık,
beni izliyordun..
gözlerimi karanlıklara dikip,
bulutlara gözdağı veriyordum;
apar topar kaçışıp,
ayın önünde diz çöküyordu tüm parıltılar...
cumartesiler pazar oluyordu korkusundan...
ensesinden tutup,
bir çırpıda kovuyordum günleri
biliyorum pazar günlerini hiç sevmiyordun..
günleri bir bir değiştiriyordum da,
ya omuzlarıma yüklenen havaları?
taze yağmur yemiş toprak kokusunu
umursamadan geçemiyordum...
yokluğunun soğukluğu;
ellerini giydirir ellerime..
tüm bu soğuklar,tek başına uyumacalar
yaşamaya değil de;
küçükken yaptığımız çamurdan arabalara benziyordu..
ve ben şimdi
su geçirmez garantisi verilmeyen
derinliklerden sesleniyorum sana;
boş odalara kilitleme artık kendini,
söylediklerinin bir yankısı değil söylediklerim,
gözlerimi al da öyle bak kendine
bak da gör;
seni nasıl seviyorum...
Kayıt Tarihi : 24.3.2006 22:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler...
TÜM YORUMLAR (1)