Sudaki taş dilinden:
-Yanık tadı gibi düştüm bir gün içine. Bir danstır
tutturduk ilk andan beri. Sırtım, kalçalarım
sürtünüp duruyor sen üstümde gidip geldikçe.
Bellek dilinden:
-Ekmeğin bağışıydın bana. Bense korku tüneli,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bu gün 10 kasım hiçdeğilse antolojiden atataürkle ilgili birşiir koymasını beklerdik eger bundna rahatsızı oluyorlarsa yagılı olmalarını beklerdik bu gnün şiir olmamalıyını paylaşılan bu şiir
Ne denir bilmem ki? Şair arkadaş on yıl sonra bir şiir eklemiş. Yöneticilerimiz, ya da seçicilerimiz de, GÜNÜN ŞİİRİ yapmışlar. Bu şiirin, ya da şairinin ne suçu var? Tek kelime ile yok. Ama bu gün ON KASIM. O zaman bir suçlu yok mu arkadaşlar? Binlerce Atatürk şiiri var. En güzeli yakışırdı GÜNÜN ŞİİRİ ne. Tabii ki bence...
Eeee!Bu günün şiiri farklı bir seslenişle karşımızda.Geçmişini bilen geleceğinin hesabını iyi yapar kanaatindeyseniz anmak insanlık görevimizdir. Allah rahmet etsin.Nur içinde yatsın.
Şiire gelince su,bellek,ömür,aşk, şiir dilinden yorumunu yapmış yazarı. Kutluyorum. Saygılarımla.
BENİ GÖRMEK DEMEK, MUTLAKA YÜZÜMÜ GÖRMEK DEMEK DEĞİLDİR; BENİM FİKİRLERİMİ, BENİM DUYGULARIMI ANLIYORSANIZ VE HİSSEDİYORSANIZ, BU YETERLİDİR.” M.Kemal ATATÜRK
BENİ GÖRMEK DEMEK, MUTLAKA YÜZÜMÜ GÖRMEK DEMEK DEĞİLDİR; BENİM FİKİRLERİMİ, BENİM DUYGULARIMI ANLIYORSANIZ VE HİSSEDİYORSANIZ, BU YETERLİDİR.” M.Kemal ATATÜRK
On Kasım
Bugün Dolmabahçe'de
Gözlerini kapadığın gün
Yaşıyorsun kalbimizde
Atam, sen ölmedin.
Emanetin Cumhuriyeti
Bil ki yaşatacağız ebedi
Atam rahat uyu
Unutmadı seni Türk milleti.
Beslendi ruhumuz sevginle
dualarımız hep seninle
Emanetine göz dikenlerin
Oyarız gözlerini ellerimizle.
Hasan Buldu
Naçizane bu şiirimi, Ataya olan sygımdan dolayı herkesten özür dileyek bu sayfada paylaşmak istedim.
Saygılarımla.
DÜŞÜNCELERİ ve İDEALLERİYLE,
İNKİLAPLARI ve İLKELERİYLE,
CUMHURİYETİ ve DEMOKRASİSİYLE
BAĞIMSIZLIĞI VE BÖLÜNMEZLİĞİYLE
YÜCE TÜRK MİLLETİ GİBİ ÖLÜMSÜZCE YAŞAYACAKTIR, BAŞ TACIMIZ, FİKİR BABAMIZ, YOL GÖSTERİCİMİZ...
DEĞERLİ ATATÜRKÜMÜZ...
MİNNETLE ve ŞÜKRANLA ANIYORUZ...
NOT:Bu şiire böylesi bir yorum yazmak istemezdim. Ama gün bugün...
Şairin affına sığınarak...
DOSTÇA VE SAĞLICAKLA...
Ne yazabilirim ki ben buraya? 9 Kasım olsa neyse.. 11 Kasım olsa da hadi neyse...
Ama bugün '10(ON) KASIM...! Bu siteye dahi 'YAŞAMA HAKKI VEREN, VAR EDEN' bir Yüce İnsanın, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ...
Şimdi biz görmemezliğe mi gelelim? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu bir kez de biz mi öldürelim?
Esefle kınıyorum Antoloji Sitesi'nin ilgililerini, seçkicilerini... Ahde vefası olmayanlar, hiç değilse 'SAYGI DUYSALARDI...' Günümüz şairlerinden, ebediyete intikal etmiş büyük Türk Şairlerinden hiç mi şiir bulamadılar, Atatürk için?
İçim sızladı... Maalesef......
Seslendir, me,seslendirme,
Bağımsızlık onurdur, namustur, şereftir; dünyada başı dik ve mağrur bir çizgide olabilmektir.
Bunun içindi işte Kurtuluş Savaşında ölmek, seve seve ölüme gitmek.
Bugün 10 Kasım. Koca bir ulusu var eden, saygın bir konuma gelmesini sağlayan, çağdaş uygarlık yolunda ilerlemesinin önünü açan ve işte tüm dünyanın saygısını, takdirini kazanmış, düşmanının bile saygısını esirgemediği büyük bir önderin ölüm yıldönümünde günün şiiri olabilecek çok daha uygun şiirler seçilebilirdi diye düşünüyorum.
Ulu önderi saygıyla, minnetle anıyorum.
Ruhu şad olsun.
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta