Sıkılmışlığı satırlara dizsem
Nasıl olurdu hiç bilmem
Vahlar tühler mi dizilirdi mısralara
Yoksa sitemler patlar mıydı duygulara
Yanık türküler işitir sıkılanlar genelde
Nereden duyar, kulak derinleşiyor herhalde
Kalem elimde dolanırken kendi halinde
Satırlara vurulan yıldızlı kilitlerdi hem de
Sırların çözüldüğü gibi çözüle kelimeler
Kalem oynamayı bırakıp yazsa dizeler
O zaman sıkılmışlık biter belki de
Haberleri dinlesem karabasanlar basıyor
Yorumları dinlesem üç beş kişi kafa ütülüyor
Siyasetçileri dinlesem ne dedikleri anlaşılmıyor
Her biri bir köşede ahkâm kesiyor
Ahkâmları bencil kendine yontuyor
Mesela, suç varsa orta yerde
İşlenilmişse karşı görüşte
Vay anam, bu ahlaksızlık ne
İşlenilmişse kendi benliğinde
Özgürlük, özel hayatlar gündemde
İnsan hayretler içinde kalıyor
İnanın duyduğuna gördüğüne şaşırıyor
Birde medya var ortalıkta
Sorgularken suçlarken özgür medya
Kendileri sorgulandığında, suçlandığında
Bağırıyorlar baskı altında medya
Güzel düşünceler üretmek istiyorum
Geleceğe güzel düşler kurmak istiyorum
Bırakıyorlar mı beni kendimle
Şaklabanlıklarıyla silah çekiyorlar kalbime
Siyasetçisi, aydını, medyası kendi derdinde
Çıkarlarıyla sürekli dikiliyorlar tepemde
Kendileri keyifli zamanlar üretirken kendilerine
Bir hüzün doğurmak istiyorlar gariban millete
Etrafımdaki dünyaya bakıyorum iki şey var karşımda
Birileri sürekli zenginliği, çıplaklığı, bohem yaşamı şartlandırmada
Birileri hüzünden, kandan gözyaşından, intikamdan savaş çığırtkanlığında
Ne yapacağım diye kafa yormaya başlarsam
Hangi yönden, hangi akıldan olaylara bakarsam
Acaba ne olacak bilen var mı acaba
Sakin sessiz olayları değerlendirmek mümkün mü acaba
Eğer insanca bakarsam olaylara, haksızlıklar çok, kabul edemezsin
Eğer çıkarımca bakarsam olaylara, ben de bulurum bir köşe ne dersin?
Sıkıldım işte ne diyeceğim belli değil ki
Bir o yandan bir bu yana dolaşır akıl, nasıl desem ki
Boş ver en iyisi,
Kalmış üç beş günlük ömür artık bizden geçti
Bizden bu kadar “pes ettim” demek mi?
Kanımca kişiliğime oturmadı bu düşünce
Ne olursa olsun yaşamalı, söylemeli her şeyi bilgece
Ömür kaç gün kalırsa kalsın, onur odur ki her zaman gerçekler adına
Baş kaldırmalı insan, insanlar, belki o zaman karşı çıkılır zamanın karanlıklarına
10.05.2010 - İzmir
embed src=http:www.antoloji.com/siir/media/74/www_antoloji_com_1390674_890.MP3 type=audio/mpeg loop=true autostart=true height=25
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 10.5.2010 00:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (15)