Sabah oluyor
Güneş biraz sonra doğacak
Işığı yeryüzüne yayılırken
Gün sonuna dek aydınlanacak
Dışarıda ayak sesleri var
Kimilerine göre “sabahın köründe”
Kimilerine göre “günün bereketinde”
Hayat başlıyor
Sabah ayazıyla uyanmış
Kanına, iliklerine kadar dipdiri
Umuduna doğru yürüyor
Dünden bu güne
Ne değişti diye düşündüm
Sanki hiçbir şey
Hiçbir şey değişmemiş gibi
Derin bir uykunun ardından
Uyandığımız yeni güne
Dünden umutlarımız kaldı mı?
Veya geceden umutlar büyüdü mü?
Ortak düşüncelerimiz var
Hemen herkesin birleştiği
Artık devrimiz çıkar devri
Çıkarımız için her şey mubah
Onurumuz ayaklar altı
İnsanlık değerlerimiz perişan
Virüsün adı istismar
Bütün iliklerimize işlemiş
Kan damarlarımızda dolaşıyor
Beynimiz, düşlerimiz sürçü lisan
Dillerimiz eğri büğrü pelesenk
Bakışlarımız aldatıcı riyakâr
Her şey güzel olacak
“İnşallah, İnşallah, İnşallah”
Bazen düşünürüm
Ne müraice bir söz derim.
Sen doğru düşünceyi terk et
Sen samimi dürüst inancı terk et
Sen yalan dolan içinde vakit kaybet
Sonra “İnşallah, inşallah”
Ne güzel? “Maşallah” öyle mi?
Sanki güzellikler
Sanki iyilikler
Emek vermeden
Alın teri dökmeden
Hop cebe öyle mi?
Emeği kutsal bilmeyen
Hiçbir düşünce, inanç
Yaşamda değerli midir?
Sadece kapitalist
Eski tabirle dünyevi
Eski tabirle riyakâr mürai
Emek karşısında
Yüceltir istismarı ve çıkarı
Emek dışındaki kazancı
Kutsallaştırır odur inancı
Çıkar tanrısı
İstismar yeni inancı
Gerisi yalan
Bolca palavrası
Sözüm yok ona
O zaten istismarcı
14 Aralık 2008 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 14.12.2008 07:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ülkemin genel görüntüsünde bugün topluma yön veren iki düşünce mevcuttur. Birinci düşünce, Osmanlı döneminde Osmanlı Münevverleri, Cumhuriyet döneminde ise CHP’li aydınlar olarak bilinen düşüncedir. Bu düşünce sahipleri kendilerini, gelişmişliğin, modernliğin temsilcisi olarak görürler. Düşünce sahipleri toplumun dinini ve kültürel değerlerini ikinci plana iterek, batılılaşmayı esas alan, düşüce, yaşam ve kılık kıyafete varıncaya kadar batıyla bütünleşmeyi ilke edinmişlerdir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde CHP kendini sol veya komünist kabul etmezken, hatta CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk sola, komünizme karşı iken, bugün CHP’liler kendilerini solun temsilcisi olarak görmektedirler. Hatta ülkenin en azılı komünistleri kendilerini Kemalist olarak lanse edebilmektedirler. Ülkemizde sola karşılık sağ diye belirlenen muhafazakâr düşünce mevcuttur. Sağın temsilcileri sayılan Menderes’in Demokrat partisi, Demirel’in Adalet Partisi, Erbakan’ın kurduğu partiler, Türkeşin Milliyetçi Hareket partisi, Özal’ın Anavatan partisi ve bugün Erdoğan’ın Ak partisi sayılmaktadır. Sayılan partiler ülkenin gelişmesinde toplumun dininin ve kültürel değerlerinin muhafaza edilerek batı veya dünyadaki bilimsel gelişmelerle bütünleştirerek yaşama aktarılması düşüncesinde olduklarını genel olarak ifade ederler. Düşüncelerin, iddiaların doğrulukları üzerinde durmak istemem. Ancak 1968 kuşağı olarak, 40 yıllık izlenimlerin sonucunda ülkemin siyasi düşüncesinde en büyük istismarın din üzerinden yapıldığına şahit olduğumdur. Her iki düşünce, siyasi çıkarlar adına diminiz olan İslam’ın ilkelerini, düşüncelerini, kurallarını sonuna kadar kullanmayı ilke edinmişlerdir. Anayasa ve kanunlarda açıkça yasak olmasına karşın bu istismardan siyasal partiler asla vazgeçmiş değillerdir. Ancak enteresan bir görüntü vardır. CHP dini istismar ederse, ülkedeki hiçbir düşünce, yasal kuruluşlar, savcılıklar, CHP’nin din istismarını Laikliğe aykırı olarak değerlendirmezken, Sağ partilerin istismarlarına karşılık Laikliğe aykırı gelmekle nitelendirerek propagandaya ve yasal girişimlere hazırlanırlar. Bugün CHP’nin çarşaf açılımındaki yorumlara bakınız. Genel ifade, CHP kendini, dindar insanlara açmakta, böylece toplumsal açılım yapmaktadır. Bir kere söylenenler aslında CHP’ye hakaret olarak algılanması gerekirken, hiç kimse bu konuda yorum yapmamaktadır. Ne CHP’liler, ne de diğerleri. Hâlbuki CHP’nin çarşaf açılımıyla kedini dindarlara açıyor olması, CHP’nin din dışılığının vurgulanması olarak karşımıza çıkar. Yani CHP iddia edildiği gibi din dışı düşünceye sahiptir. Böyle bir kuruluştur. Ancak bugün çarşaf açılımıyla kapılarını dine ve dindarlara açmaktadır. Bu tür yorumların açık ifadesi CHP'nin din dışılığını çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarır. Acaba bunun farkıdalar mı? Daha dün Ak partinin Laikliğe aykırı davranışları ile hakkında açılan kapatma davasındaki tartışmalara, iddialara bakarsanız, bugün CHP çarşaf açılımıyla fazlasını yapmaktadır. Ancak hakkında Laikliğe aykırılık iddiası bulunulmadığı gibi, dinin istismar edilmesinden, siyasi ranta döndürülmesinden sanki zevk alınırcasına yorumlar yapılmaktadır. Sanıyorum CHP ve aydın kesim, siyasi rant adına dinin istismar edilme hakkının sadece kendilerinde olduğunu vurgular tavırlarıyla, ülkenin insanlarına bir şey hatırlatıyorlar. Ülkede her türlü hakka biz sahibiz. Biz gerektiği zaman her şeyi, buna dinde dâhil, siyasi çıkarlar adına istismar ederiz. Tabi bütün bu hareketler, dinin her şekilde istismarını önleyecek yasal kuruluşların gözleri önünde yapılmaktadır. Onlardan da bir ses çıkmamaktadır. 'Hayır, dini hiçbir şekilde hiçbir siyasal kuruluş veya başkaları istismar edemez. Dinin her şekilde istismarı Anayasa ve yasalara aykırıdır.' Diyecekler, bu konuda yasal girişimlerde bulunacaklar susuyorsa bunda önemli bir mesaj vardır. Ülkemin dine inanan insanları bu mesajı iyi algılamalıdırlar. Ülkemde gerçekten Allah’a ve dinine inananların, Sol ve Sağ adına kurulan partilerin din istismarına karşılık kendilerini güvence altına almaları gerekir. En büyük güvence, siyasi çıkarlar adına dini, dinin ilkelerini ağızlarında dolayanların yalanlarını ortaya çıkarmak olacaktır. Diğer taraftan başından beri din üzerine siyaset yaparak din dışı düşüncelerini ülkemizde uygulamaya çalışan din düşmanlarına asla kanmamaktır. Hiç kimsenin, kendi arzu ve keyiflerine göre dini, dinin ilkeleri tarif etme, koyma hakkı yoktur. Hiç kimsenin, kendi çıkarları doğrultusunda dini, dinin ilkelerini istismar hakkı yoktur. Bu konuda dine inananlar bilgili ve bilinçli olmak durumundadır. Bu konuda din istismarını önleyecek yasaları işletecekler görev başı yapmalıdırlar. Yasal sorumlulukları ve vicdanları kendilerini göreve çağırıyor. Yapıp yapmamaları görev etiklerini ilgilendirecektir. Ancak bir şey var ki, dini istismar edenler. İstismarcılara gerekeni söylemeyenler. İstismarcıları yetkileri oldukları halde engellemeyenler. İnsanlık önünde kendi değerlerini koyarak sadece alçalırlar. Onun için Allah’a ve dinine inananlar samimiyetle artık istismarcılardan kendilerini ayırmalıdırlar. Dün ve bugün karşıma en büyük din istismarcısı olarak CHP çıktı. Sonra Sağ partiler... Onun için güzel dinimize inananlar istismarcılara hayır demeyi de bilerek, dinlerine sahip çıkmalıdırlar.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/12/14/seslendirilmis-siirler-istismarci.jpg)
Onun için güzel dinimize inananlar istismarcılara hayır demeyi de bilerek, dinlerine sahip çıkmalıdırlar.
BU ALKIŞLANIR.
Şiir zaten başlıbaşına bir İHTİŞAM. Tam puan yakışır gülle bülbül gibi.
Emek karşısında
Yüceltir istismarı ve çıkarı
Emek dışındaki kazancı
Kutsallaştırır odur inancı
Çıkar tanrısı
İstismar yeni inancı
Gerisi yalan
Bolca palavrası
Sözüm yok ona
O zaten istismarcı
ALLAH sizi nazarlardan saklasın. AMİN!
Yan yazılmış bir sekiz kadar sevgiler...
Âlimoğlu
TÜM YORUMLAR (35)