Seslendirilmiş şiirler = Çelişkiler içinden

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Seslendirilmiş şiirler = Çelişkiler içinden

Barış ve savaş
Çiçek ve silah

Eller silahta
Gözler savaşta
Sözler barışta

Gördük yaşadık geçmişi
Anladık hep sözün gerçeğini

Bir takiye egemende barış
Bir takiye adı barış kavgalarda yarış

Kendini var kılan, egemen oldu başta, istedi barış
Kendini var kılmak isteyen, elleri silahta, istedi barış

Zamanla sordum hep kendime hangi barış
Masumdu sadece komşumun torunu barış

Diye dizelerim döküldü barışların üstüne...
Kalplerde kin, nefret, dilde barış sözleriyle

Geçmişi anıp geldim.

Barış adına silahları,
Molotof kokteylleri, bombaları,
Yakılan yıkılan, otobüsleri, pencereleri, sıraları
Okulları, binaları nice yapıları
Seyredip geldim.

Canımız sağ olsun...

İçte kin / dışta barış
Dışta takiye / içte savaş

Çağrıdan çağrıya
Çağırılan kavgalarda
Herkes istedi kendine barış
Eylemse kinle nefretle saldırış

Hani ellerde çiçekler mi var?
Hani kalplerde sevgi mi var?

Tartışılmazların gölgesinde
Diller özgürlük, barış peşinde
Özeleştirileri yok çelişkilerine
Putlar sarmış yeri göğü, her yerde
Dokunulmazları var düşüncelerde

Haydi, söyle sen türkünü barış diye
Bırakamadığın putların ve kinlerinle
Kalbinde olmayan lafazan sevgilerinle
Gerçeğini gerçeklemeden çelişkilerinle

Karşı olduklarımızı sıralamaya başladığımızda
Kim kalır, kim gider söyle, sıraladıklarımızda?

Ben var mıyım, karşı olduklarının içinde?
Sen var mısın, karşı olduklarımın içinde?

Siler süpürür müsün beni hayattan?
Siler süpürür müyüm seni hayattan?

Akıl edip düşünmek gerek dürüstçe
Vicdana el basıp söylemek gerek özgürce
Saklanmadan putların arkasına takiye ile

Çıkamazsak çelişkiler içinden,
Söz edilir mi hiç özgürlüklerden?

16.09.2008 - İzmir

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 11.10.2008 03:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Eylül ayı gelince her zaman aklıma, 1970’li yıllar gelir. Delikanlılığım, gençliğim gelir. Acılarıyla, tatlılarıyla içimi yakar kavurur. Şimdi bir uzantı geçmişten… Geçmişin esintilerinden… Sloganlarım var… Özgürlük… Barış… Dün ellerimizde silahlar vardı… Bu gün kalplerde geçmişin kinleri var… Sözlerimiz ne kadar kinimizi örtmeye çalışsa da, özgürlük barış türküleriyle… İnsanlık yürüyor yine, kalbindeki kinleriyle, dillerindeki barış türküleriyle… Ne zamana kadar? İnsan kalbindeki kini sökemedikten sonra Bütün tartışılmaz putlarını kıramadıktan sonra Kalbine sevgiyi, saygıyı koyamadıktan sonra Barış, özgürlük, gelebilir mi insanlığa acaba?

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Asisa
    Mehmet Asisa

    Bir dönemin özeliştirisi gibi üstadım. Sesinizle de can verişiniz çok güzel olmuş. Sizi kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Turgay Turan
    Turgay Turan

    Çıkamazsak çelişkiler içinden,
    Söz edilir mi hiç özgürlüklerden?
    İşte işin özeti burada yatıyor. Tebrik ediyorum hocam.

    Cevap Yaz
  • Fatma Pampal
    Fatma Pampal

    Ne zamana kadar?

    İnsan kalbindeki kini sökemedikten sonra
    Bütün tartışılmaz putlarını kıramadıktan sonra
    Kalbine sevgiyi, saygıyı koyamadıktan sonra
    Barış, özgürlük, gelebilir mi insanlığa acaba?

    sorulara çok güzel cevap vermiş şiiriniz.

    insanı düşündürücü gücün maneviyatla bütünleştiği özlü bir paylaşım

    imtiyazlı kaleminizi kutlarım hocam

    teşekkürlerimle

    Cevap Yaz
  • Kemal Polat
    Kemal Polat

    -----Dün ellerimizde silahlar vardı… Bu gün kalplerde geçmişin kinleri var…

    Sözlerimiz ne kadar kinimizi örtmeye çalışsa da, özgürlük barış türküleriyle…

    İnsanlık yürüyor yine, kalbindeki kinleriyle, dillerindeki barış türküleriyle…
    ----M.Ç------

    1950 li yıllardan, bu yana söylendi karşı devrimin özgürlük türküleri ve de estirildi gelişmişlik rüzgarları. Aynı süreç içinde, başka devletlerin de sürüyordu, gelişip yükselme çabaları.
    Çoğu bizim gibi ağır ve zorlu savaşlar geçirmiş
    Devlet ve toplulukların, ulaştıkları noktaya;
    birde bizim ulaştığımız gelişmişklik ve çağdaşlık
    düzeyine bakıp, gerçekçi ve samimi bir değerlendirme yapılırsa, onların uzaya, aya kadar
    gittikleri, bizimde başladığımız noktada olduğumuz acı ve hüzünle görülür.

    Sevgili Mehmet bey kardeşim, bunun sebebbi...

    ' GEÇMİŞTEN GELEN KALPLERDEKİ O KİNLER VE ELLERİ KİRLETEN O SİLAHLARDIR'

    Ne mutlu kalplerinde o korkunç kinleri ve ellerinde
    kirli silahları taşımayan mümin ve müteddein Türk
    insanına.
    Nice korkunç çatışmaların içinde kaldık, en ağır
    fikri ve fiziki saldırılara uğradık da, çok şükür
    elimize silah almadık, öz yurttaşımıza kin duymadık,Ve şunu hiç bir zaman demedik:
    ' 88 YILDIR ZULÜM VE BASKI ALTINDA YAŞIYORUZ, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ, İNSAN HAKLARIMIZ, YOK EDİLDİ. '
    Bunları söyleyerek, CUMHURİYET rejimine,anlamsız, haksız sürekli kin duyup saldırmadık.
    Düşünceler böyle olursa, bu asil toplumu iki
    kutuplu olmaktan asla kurtaramayız.
    Kafalardaki kinler fırlatılıp atılmalı. Sivil, sıradan,
    müteddin insanların silahla ne işi olur? Uygar, dürüst ve kendine güvenen insanların silaha güvenmemesi, silahı toplumların en yıkıcı en ölümcül zehri olarak görmeleri gekmez'mi?

    Yine çok önemli bir tolumsal konuyu çok anlamlı
    ve vurgulayıcı, ders verici yansımalarla dile getirmişsiniz.
    SİZİ İÇTENLİKLE KUTLUYORUM.
    KEMAL POLAT

    (ŞİİR'İN başlığını lütfen inceleyiniz)




    Cevap Yaz
  • Muhiddin Ateş
    Muhiddin Ateş

    Yüreğinize sağlık

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (25)

Mehmet Çoban