Seslendirilmiş şiirler Akrostiş = İnanmak

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Seslendirilmiş şiirler Akrostiş = İnanmak

Aklına fazla güvenme
Kalbinle arkadaş değilse
Laftan sözden ötede
Aklın düşmeli hidayete

Kalbine fazla güvenme
Aklına arkadaş değilse
Laftan sözden ötede
Bütünlük içinde
Erişmeli hidayete

Eylemine fazla güvenme
Yalan, riya içindeyse
Laftan sözden ötede
Eylemin hidayete
Mutmain bir şekilde
Erişmeli sözden öze

Deli divanedir
Üşütmüş akıl
Şaşkınca dolaşır
Meczup, avare
Estirir sözlere
Yetişkin felsefe
Eylemsiz düşünce
Nedameti hiçlere

İman nedir sorgusuna
Maneviyat cevabına
Âşık olur, sanki bilmece
Naturasında, sadece hece

İnancın bilincinde
Mahkeme kurulur özde
Akıl kalem olur, kitabe
Nizamı mutlak adalette

Seyrüseferde insan, bilir mi?
Ayyaşlıkla ayıklık halini
Yalan, riya ikileminde
Ismarlanmış hayat içinde
Lafları uymazsa hiç öze
Maneviyatı olur bilmece
Akıl, iman, eylem üçlüsünde
Zarar, Allah’a ikiyüzlülükte

10.03.2009 - İzmir

Akla, kalbe, eyleme düşmeyen iman, iman sayılmaz.

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 10.3.2009 00:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Elimizi vicdanımıza koyarak şu sözlere kulak verelim… “Ben Allah’ın her zaman doğru söylediğine inanıyorum. Ama artık bu çağda Allah’ın dedikleri değil aklın ürettikleri doğrudur. Ben Allah’ın her zaman en iyiyi, en güzeli, en doğruyu söylediğine inanıyorum. Ama artık bu çağda Allah’ın bize önerdiği, iyilikler, güzellikler, doğrular değil, aklın bilimin tespit ettikleri geçerli olmalıdır. Doğrusu budur. Ben Allah’ın insanların zararına hiçbir şey istemediğine aksine hep yararına şeyler söylediğine inanıyorum. Ama artık benim aklım, vicdanım var. Ben kendi aklımla, vicdanımla, kendime zararlı olabilecekleri, yararlı olabilecekleri Allah’tan iyi bilirim.” Gerçekten aklımız ve vicdanımız varsa düşünelim. Bir insan; Hem Allah’a inandığını söyleyecek, Hem de Allah’ın her şeyi en iyi şekilde bildiğini, insanlara iyilikleri, güzellikleri önerdiğini, insanları zararlılardan uzaklaştırarak koruduğunu bilecek, Sonra inkâr edenler gibi Allah’ın dediklerine uymayacak. Şimdi böyle bir durumda, gerçekten bu çelişkiyi yaşayan insan Allah’a inanmış mıdır? Gerçekten aklımız ve vicdanımız varsa düşünelim. Düşüncelerini, yaşamını Allah’a aykırı kuranların, dönüp biz Allah’a inanıyoruz diye söylemeleri, gerçekten özü sözü bir olmak mıdır? Düşüncelerinde Allah’ın önerdikleri yoksa Hayatında Allah’ın yasakladıkları hâkimse, Üstelik kendi hayatını kararttığı yetmiyormuş gibi, bütün insanların aynı şekilde olması için çalışıyorsa, Üstüne dönüyor. Ben Allah’a inanıyorum diyorsa, Ne söylenebilir ki? İnsanlara sorsan ki, Allah’ın hangi emri, insanların aleyhinedir? Allah’ın hangi kuralı insanların zararınadır? Mesela; Allah; alkol kullanmayınız diyor. Peki, akıl bilim ne diyor? Alkol faydalıdır. Allah yalan söylüyor mu diyor? Allah; hırsızlık etmeyiniz diyor? Peki, akıl bilim ne diyor? Hırsızlık iyi bir şeydir. Bolca milletin malını mülkünü çalın. Halkın sırtından geçinin mi diyor? Allah; zina, fuhuş kötülüktür yapmayın diyor? Peki, akıl bilim ne diyor? Zina da, fuhuşta gayet iyi bir şeydir. İnsana, topluma faydalıdır. Bolca yapın. İnsanlığın kurtuluşu bundadır mı diyor? Allah; kumar oynamak, falcılık yaparak insanların zaaflarından yararlanmak kötülüktür yapmayın diyor? Peki, akıl bilim ne diyor? Hayır, kumar iyi bir şeydir. Bolca oynayın. Asalak bir şekilde toplumun sırtından geçinin. Toplumda, duygusal, zayıf, psikolojik sorunları olanlar var. Onları ele geçirin. Onları yalanlarınızla güzelce aldatın. Kaderleriyle oynayın. Üzerinden paralar kazanın mı diyor? Allah; kadınları köle gibi kullanmayınız. Üzerinden ticaret yapmayınız diyor. Peki, akıl bilim ne diyor? Hayır, canım ne gerek var? Kadınları yoldan çıkarmak, kötülüklere bulaştırmak, onlara tuzak kurmak iyidir. Onları toplumun içine çıkamaz hale getirerek, çetelerin, mafyaların eline düşürerek, kadınları seks kölesi yapmak, üzerlerinden ticaret yapmak, çok iyidir, adalettir, insanlık hakkıdır mı diyor? Allah; haksız yere canlara kıymayın, insanları öldürmeyin diyor. Peki, akıl bilim ne diyor? İnsanda kim oluyormuş. Güçlü olanların her şeyi yapmaya hakkı vardır. Paraca, silahça, çevrece, yetkice, makamca güçlü olanlar istediğini yapabilirler mi diyor? Bütün bunları sonuna kadar sayabilirim. Ben ateistlerin yani tanrı tanımazların, kendi bildiklerini okuyarak, sorumsuzca hayat yaşamalarını kabul edebilirim. Zira onları dünyada sınırlayacak sadece kendi akılları, vicdanlarıdır. Bu güne kadar aklın ve vicdanın insanları ne kadar çok sınırladıklarını da gördüm. Öyle denildiği gibi mükemmel bir sınırlama yok ortada. İşte dünya, aklı, bilimi, vicdanı eline almış olanlar, dünyaya barış, demokrasi, özgürlük verecekleri iddiasıyla, toplumların, ülkelerin canlarına okuyorlar. Her yerde çıkarları adına insanların kanlarını emiyorlar. İnsanları öldürüyorlar. İşte ülkem. Aklı, bilimi, vicdanı eline alıp, liberal / kapitalizmi uygulayanlar, kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmüyorlar. İşçilerin durumları ortada, Memurların durumları ortada, Emeklilerin durumu ortada, Batakhanelerin, fuhuş yuvalarının durumu ortada, Çetecilerin, mafyaların durumu ortada, Bohem, sorumsuz yaşamların durumu ortada, Çıkarlar için talan edilen, araziler, ormanlar, ovaların, şehirlerin durumu ortada. Çıkarlar için kirletilen derelerin, nehirlerin, göllerin durumları ortada. Bugün deniz kenarındaki şehirlerin halkları temiz deniz hayali kuruyorlar. İşte İzmir, körfezi var güya. Denizi var güya. Kirlilikten yaşam ölmüş. Kirlilikten insanlar içine giremiyor. Denize girmek için 80–90 km İzmir dışına çıkmak zorundalar. Ben akıllarıyla, bilimleriyle, vicdanlarıyla yürüdüklerini söyleyenlerin, yaşadığım süre içerisinde neler yaptıklarına çok iyi tanık oldum. Tanık olduğum hiçbir şey bana insanlığı anımsatmadı. Tam tersine insanlık dışı ne varsa onların hepsini yaşıyorlar gördüm. Onun için, ateistlerin, tanrı tanımazların bu dünyaya getirebilecekleri hiçbir şey olduğuna inanmıyorum. Getirseler, getirseler sadece sorumsuzluk getirirler. İşte hümanizm batıda Tanrıyı inkâr, insanlığı kutsamak adına ortaya çıktı. Ne oldu? Arkasından liberalizm, komünizm, kapitalizm doğdu. İkisini de gördük. Girdikleri her yeri talan ettiler. Güçleriyle ülkeleri işgal ettiler. Yeraltı yerüstü doğal kaynaklarını sömürdüler. Çıkarları uğruna toplumlarda savaş çıkardılar. Silah ticareti yaptılar. Adına demokrasi getiriyoruz dediler. Barış getiriyoruz dediler. Arkada bıraktıkları sadece sömürü ve insanlığın kıyımı değil miydi? Komünist akılcı, bilimci, vicdanlı Rusya neler yapmadı ki? Kapitalist akılcı, bilimci, vicdanlı Amerika ve Avrupa neler yapmadı ki? İşte Amerika ve Avrupa güya hümanisttirler. İnsancıldırlar. Hatta bütün dünyaya güya medeniyet dağıtırlar. Hatta ülkemiz daha medeni olmak için yıllarca kuyruğunda batılı olmak için beklemektedir. Peki, Amerika ve Avrupa’nın dünyayı sömürdüğünü, insanlığı katlettiğini görmüyorlar mı? Elbette görüyorlardır. Niçin karşı çıkmıyorlar? Diye sormamıza gerek var mı? Ben hiçbir zaman zulme, haksızlığa karşı çıkacaklarına inanmıyorum. Zira akıl, vicdan, hürriyet, demokrasi diyerek dünyanın her tarafında insanlığı katlettiler. Ben insanlığın hiç umurlarında olduğunu sanmıyorum! Sadece iki şey var umurlarında olan. Güç, para, zengin yaşam... Nasıl sağlanırsa sağlansın! .. İsterse milyonlarca insanın kanıyla sağlansın… İsterse milyonlarca insanın gözyaşlarıyla sağlansın… Fark eder mi? Onun için ateistlerin, tanrıtanımazların yaptıklarında ben hiç bir hayır görmedim. Benim tuhafıma giden şey. İnandık diyenler. Allah’a inandık. O her şeyin en iyisini, doğrusunu bilir diyenler. Sonra dönüp, Allah’a göre düşünmeyenler. Allah’ın kurallarının tersiyle hayat kuranlar. Allah’ı yaşarken hiç dinlemeyenler. Kendilerini modern, çağdaş kabul ederek, sözleriyle, özleriyle, eylemleriyle çelişenler. İnsan böyle yapanlara demez mi? Madem çağ, bilim çağı, akıl çağı, vicdan çağı, dürüstlük çağı. Bari dürüst olun. Neye, nasıl inanıyorsanız öyle yaşayın tamam. Ama bari Allah’ı karıştırmayın işinize. Hem Allah’a göre düşünmeyecek, Hem Allah ne diyorsa tam tersini hayatınızda yaşayacaksınız! Sonra dönüp, biz Allah’a inanıyoruz. Allah her şeyin en güzelini, en doğrusunu insanlara önerir diyeceksiniz. Pes doğrusu... Sizce böyle bir davranışın adı ne? Lütfen çekinmeden vicdanınıza sorarak söyleyin. Kendi içinde, özünde, sözünde, eyleminde çelişkiler olanların, insana, topluma verebileceklerin ne olabilir ki? Zaten toplumumuzun gittikçe bozulmasının nedeni belli değil mi? Çıkara göre konuşmak. Allah’la alay etmek, İşine gelince inanıyorum demek. Ama hayatta hiçbir zaman Allah’ı dinlememek, yolundan gitmemek, Yalan dolan peşinde koşmak. Lütfen; önce kendimizi samimiyete davet etmeliyiz. Herkes kendi inancını yaşayabilir. İster inanır. İster inanmaz. Ama ikiyüzlülük, yalancılık, riyakârlık, insanlık mıdır? Değil midir? Karar verin… Gerçekten ülkenin kurtuluşunu istiyorsak, İnsanlığın kurtuluşunu istiyorsak, Önce kendi içimizde çelişmemeliyiz? Bir taraftan her şeyi en iyi şekilde yaratan, söyleyen, hükmeden Allah diyeceğiz. Diğer taraftan öyle diyorum ama hayat benim, ben hayatımı kendime göre yaşarım, Allah’ı takmam diyeceğiz. Sonra, aklın bilimin zararlı gördüğü her şeyi modernliğin, çağdaşlığın, gelişmişliğin ölçüsü sayacağız. Hayatımıza, toplumumuza, aklın bilimin zararlı saydığı şeyleri sokarak, geliştik diye övüneceğiz. Bir insan, bir toplum ancak kendini bu kadar kandırabilir. Kanımca, gün, günümüz, çağ, çağımız, bu yapısıyla, orta çağ karanlığından daha beter, zifiri karanlığın içindedir. Zira orta çağda açıkça zulüm vardı. Burjuva vardı. Sınıflar vardı. İnsanlar belliydi. Güçler insanları eziyordu. Ama günümüzde yalandan başka ne var ki? Kendisiyle çelişen insandan başka ne var ki? İmanını, aklına, kalbine düşürmemiş. Sözü inandığı söyleyen, aklı, kalbi inanmamış. Sözleriyle kendini ve insanları kandıran, Allah’a inanıyla, insanlığa inanıyla, solcusuyla, sağcısıyla, Müslüman’ıyla çelişkili davranandan başka ne var ki? Aklıyla, kalbiyle sadece çakarlarını düşünmeyenlerden başka ne var ki? Allah, söyledikleri sözlerin arkasında olmayan hiçbir toplumu iman etmiş saymaz. Allah doğru söylüyorsa, doğrularına sahip çıkılmasını ister. Allah iyiyi, güzeli söylüyorsa, iyiliklere, güzelliklere sahip çıkılmasını ister. Ve Allah, inandım deyip de, inkâr edenler gibi yaşayan ikiyüzlüleri asla sevmez. Allah’ın gönderdiği ayetlerin özünde tek gerçek vardır. “Akla, kalbe, eyleme düşmeyen iman, iman sayılmaz.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Asisa
    Mehmet Asisa

    Üstadım şiir ve makale bütünlük içinde çok şey veriyor. Sizi candan kutluyorum üstadım.

    Cevap Yaz
  • Kemal Polat
    Kemal Polat

    Tebrikler sayın Mehmetbey dostum. Şiiri okudum,
    Bana görede yazılmış gibi sanki. Sevdim hep dile getirdiğimiz akıl konusunu, inanç ve imanla tammamlanabileceğini güzel vurgulamışsınız. Ben payıma düşeni aldım. Dilerim başkalarıda alır.
    'Hikayesini sonra okurum, zamanım çok daraldı'
    Sevgiler, saygılar, tebrikler.
    Kemal Polat

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Şiiriniz ve açıklama yazınız üzerine, ne yazsak fazla gelecektir Üstadım. tam puanımla kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz

    Akrostiş - İnanmak

    Aklına fazla güvenme
    Kalbinle arkadaş değilse
    Laftan sözden ötede
    Aklın düşmeli hidayete

    Kalbine fazla güvenme
    Aklına arkadaş değilse
    Laftan sözden ötede
    Bütünlük içinde
    Erişmeli hidayete

    Eylemine fazla güvenme
    Yalan, riya içindeyse
    Laftan sözden ötede
    Eylemin hidayete
    Mutmain bir şekilde
    Erişmeli sözden öze

    Deli divanedir
    Üşütmüş akıl
    Şaşkınca dolaşır
    Meczup, avare
    Estirir sözlere
    Yetişkin felsefe
    Eylemsiz düşünce


    MEHMET BEY ÜSTADIM ;

    UYARICI ,AYDINLATICI,GERÇEĞE VE KURTULUŞA CAĞIRAN BU HARİKA ÇALIŞMANIZI BEĞENEREK OKUDUM.. BU ŞİİRİ DAHA İYİ ANLAMAK İÇİN VEL ASIR SURESİNİ OKUMAYA ADVET EDİYORUM ARKADAŞLARIMI..

    KUTLARIM SAYGIN AKLEMİNİZİ...AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Yılmaz
    İbrahim Yılmaz


    Akrostiş - İnanmak

    Aklına fazla güvenme
    Kalbinle arkadaş değilse
    Laftan sözden ötede
    Aklın düşmeli hidayete

    Kalbine fazla güvenme
    Aklına arkadaş değilse
    Laftan sözden ötede
    Bütünlük içinde
    Erişmeli hidayete

    Eylemine fazla güvenme
    Yalan, riya içindeyse
    Laftan sözden ötede
    Eylemin hidayete
    Mutmain bir şekilde
    Erişmeli sözden öze

    Deli divanedir
    Üşütmüş akıl
    Şaşkınca dolaşır
    Meczup, avare
    Estirir sözlere
    Yetişkin felsefe
    Eylemsiz düşünce


    MEHMET BEY ÜSTADIM ;

    UYARICI ,AYDINLATICI,GERÇEĞE VE KURTULUŞA CAĞIRAN BU HARİKA ÇALIŞMANIZI BEĞENEREK OKUDUM..

    KUTLARIM SAYGIN AKLEMİNİZİ...AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (27)

Mehmet Çoban