SESSİZ ÇIĞLIKLAR
Ruhuna keder okunan bir gece, kendi karanlığını üflüyor gözlerime
Can kırıklarımla geziyorum ruhumun caddelerinde İçimde binlerce sahipsiz şehir haritası
Girilmez yazıyor bütün tabelalarına
Dilimin ucunda bir isim, vuruyor dudaklarımın kıyısına Boğazımda kalan bir çığlık Sesimde pusuya yatmış bir hıçkırık Ve nabzımda bekleyen çocukça bir heyecan İflah olmaz bir sessizliğin içinde yürüyoruz Karanlıktan aydınlığa inen bir patika yolda, umudun izini sürüyoruz Sahi gecenin sonu nereye çıkar? Sabaha mı? Peki kimler için bu sabahlar? Kim bilir belki de çiçeklerden süzülen çiğ damlalarıyla, ruhunu yıkamak isteyenler var. Çünkü; yağmurlar rahmetleri toplayıp, bu şehirden gideli, hayli zaman oldu O yüzden umut doğuya açılan kapıların ardında kendini katlediyor
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sağır edici sessizliğin kol gezdiği şehirlerde dolaşır can alıcı şiirler... öyle sabahı akşamı beklemeden üstelik... ve kaldırımlardaki gölgeleri yoldaşı yaparak...
avuç içlerinde gizli sevdalar gün yüzüne çıkmasını istemediğimiz kederlere dokunur bütün harfler...
eksile eksile bütünleşirken sevdalara..
harikaydı..
gönülden tebriklerimle..
Sevgiler..
Saygın arkadaşımız Bayan Nimet Öner
2017/ 43. * Haftanın Şairleri * 2.* si seçilen şiirsel betiminizi kutluyorum...
Güzel bir anlatım. Çok söze gerek bırakmamış. Tebrikler Nimet hanim
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta