-kıbrıs mektupları-
sesin uzaktan geldi
nasıl uzaktan geldi..,
sesindeki uzakılığın kilometrelerce ötedenliğine gömüldüm..
yollar bizi ayırmış..
günler sonra yolların arasından geçip gelen bir solgun ses
bir acı söz..
bana ölümüm gibi geldi haber..
bin yıllık bir umut kayıp düştü
geride bıraktığı anların karanlığına..
çırpınıp bir kuş uçtu daldan
pencereden içeri rüzgar
rüzgar..
sesin uzaktan geldi
nasıl uzaktan geldi..,
girne'de kale'den bakıp
yurduma ait tek görebildiğim
o uzak dağların karartıları gibi silik
solgun
ve kötüydü sesin..
kötülük yalnız sesindeki hüzne ait
yalnız kederinde sesinin..
kötülük hiç bir zaman sana ait değil
olabildiğine senden uzak
olabildiğine gerçek..
kötülük yaşamın içinde
ve hep bir parçası yaşamın..
olan her şey
belki de hep bir anlamda doğru
bir anlamda iyi..
çünkü sesinle bütünleşmiş..
ellerinden
gözlerinden
bütünüyle senden kopup gelen
sesinle..
ve nefesinle bana ulaşmış..
oysa telefon tuşlarına değmeden parmakların
ve nefesin ulaşmadan sesine
düşüncen beni aşmış
bırakmış öylesine..
ve bana ulaştığında
-ki o zaten çoktan ulaşmıştı bana..
fakat bir kez daha ulaştığında
artık bana iletmesi gereken
ileriye dönük ne bir haber vardı içinde
ne bir ışık..
konuştukça renginden uzaklaşıyordu sesin..
sessizliğine boyanıyordu dünya..
bütün ışıkları kapalı bir şehir
rüzgarsız karanlık bir yol
trafiğe ait ne bir ses
ne işaret..
yalnız kendi düşüncelerinde oluşan bir ürperti
belki biraz üşüyor gibi oluş
ve nedenini bilmediğim
fakat hızla büyüyen bir kaboluş..
konuştukça renginden uzaklaşıyordu sesin..
sessizliğine boyanıyordu dünya..
karanlık bir uçuruma düşüyordu zaman
yaşanmış anlar gibi sürekli uzaklaşırken sesin
yalnız uğultuları kalıyordu bende bir şeylerin
anlamsız
kırık
acımsı..
ve sonra yalnız rüzgar
ve yüzüm yalnız ona dönük..
bu yol beni nereye götürür
bu adımlardaki amaç ne
beynimde milyonlarca kurgu
milyonlarca yön..
ne denk gelirse onu seçiyorum..
ve şimdi böyle unutkan bir uzakta
belki bir yığın hatıranın
yıldönümlerinden geçiyorum..
unutulmuş tonlarca mutluluk
ve arifelerinin yıldönümleri..
dinlediğim binlerce şarkıdan uzak
sessiz
unutulmuş hatıralar..
hiç bir şey yüzün kadar hatırlatmıyor bana kendini..
ve şimdi yüzün
yalnız hüzün adında bir karanlığa bırakıyor yerini..
hatları belirsizleşiyor bir kat daha
bir kat daha büyüyor bende hüzün..
uykusunu almamış sabahlara uyanıyorum..
gözlerim yorgun her zamankinden
her zamankinden fazla az dinginliğim..
ve dört yanım sularla çevrili..
umudumun her yüzü
karanlık mavi..
oysa yine seviyorum..
bu beni ayakta tutuyor
yaşamakta ısrar ediyorum..
ve sonra bir çok şey yıkılıyor üstüme..
sayfalar çevriliyor
akışlar değişiyor
yepyenileniyorum belki de olumsuz bir boyuta..
bu beni ilgilendirmiyor..
yaşanan her an
bir sonraki anlara yenik
ve daha yaşlı onlardan..
ve hep ömürleri daha uzun
ki ben ölene kadar da bu böyle..
ve o anların
bir kez daha kullanılma zamanı gelince
hazları biraz daha az
üzerindeki tozları bütünleşmiş kendileriyle
ve kim ne kadar çok şey değişmiş üstüne..
oysa özünde hep gizli kalan bir arzu
eskimemiş bir telaş
belki de hep aynı dileyiş..
özünde o hiç bitmeyen umut
bence rüzgardı..
sesin uzaktan geldi
nasıl uzaktan geldi,
sesin hep vardı.
18 ağustos/15 eylül - 2003
kıbrıs / çamlıbel
Kayıt Tarihi : 15.1.2013 17:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ama 'sesin özgünlüğü yitip gitmiştir', kalmamıştır eski içtenliği o başka..
Anıların seslenişiydi az uzaktan.. Ve yine güzeldi Volkan Bey.. Kutlarım şiiri ve sizi...
Sevgili dost,
Bu güzel ve anlamlı çalışmanızı severek okudum.
Kutlarım değerli dostumu.....Emeğinize,yüreğinize sağlık...
Güzeldi......Başarınız daim olsun....şiirle kalın...
Saygım emeğinize ve sizedir......
TÜM YORUMLAR (9)